-
حق به من گفتست هان ای دادور ** مشنو از خصمی تو بی خصمی دگر
- Allah bana dedi ki: “Ey adalet sahibi, hasmı da hazır olmadıkça kimsenin şikâyetini dinleme.
-
تانیاید هر دو خصم اندر حضور ** حق نیاید پیش حاکم در ظهور
- İki hasım da hazır olmazsa hâkim, hak hangisindedir, bilemez.
-
خصم تنها گر بر آرد صد نفیر ** هان و هان بی خصم قول او مگیر
- Birisi yalnız gelse de yüzlerce şikâyette bulunsa, yüzlerce feryat etse bile sakın ha, sakın... Hasmı olmadıkça sözünü kabul etme.
-
من نیارم رو ز فرمان تافتن ** خصم خود را رو بیاور سوی من 4650
- Ben fermandan yüz çeviremem. Hadi git, hasmını al, öyle gel” dedi.
-
گفت قول تست برهان و درست ** خصم من بادست و او در حکم تست
- Sivrisinek dedi ki: “Sözün doğru, delilin tam yerinde… Düşmanım rüzgâr, o da senin emrinde!”
-
بانگ زد آن شه که ای باد صبا ** پشه افغان کرد از ظلمت بیا
- O padişah “Ey seher yeli, sivrisinek, zulmünden feryat ediyor… Gel,
-
هین مقابل شو تو و خصم و بگو ** پاسخ خصم و بکن دفع عدو
- Hadi, geç hasmının karşısına da anlat, ona cevap ver, dâvasını reddet!” dedi.
-
باد چون بشنید آمد تیز تیز ** پشه بگرفت آن زمان راه گریز
- Rüzgâr, bu emri duyunca çabucacık esip geldi… Fakat sivrisinek kaçma yolunu tuttu!
-
پس سلیمان گفت ای پشه کجا ** باش تا بر هر دو رانم من قضا 4655
- Süleyman “A sivrisinek nereye? Dur da ikinizi de dinleyip hüküm vereyim” dedi.
-
گفت ای شه مرگ من از بود اوست ** خود سیاه این روز من از دود اوست
- Sivrisinek dedi ki: “Padişahım, ölümüm, onun varlığından… Zaten günüm, onun dumanından kararmakta.