-
کم ز آب نطفه نبود کز خطاب ** یوسفان زایند رخ چون آفتاب
- Meniden de aşağı değil ya… Meni bile Allah emrini duyar da güneş yüzlü Yusuflar meydana getirir!
-
کم ز بادی نیست شد از امر کن ** در رحم طاوس و مرغ خوشسخن 4690
- Rüzgârdan da aşağı değil ya… Kün emrini işitir de rahimde tavus olur, güzel güzel söz söyleyen kuş kesilir!
-
کم ز کوه سنگ نبود کز ولاد ** ناقهای کان ناقه ناقه زاد زاد
- Taştan, topraktan meydana gelen dağdan da aşağı değil ya... Deve doğurur da o deveden de deve yavrusu doğar!
-
زین همه بگذر نه آن مایهی عدم ** عالمی زاد و بزاید دم بدم
- Bunların hepsini bir tarafa bırak, yokluk koskoca bir âlem doğurmadı mı? Hâlâ da her an bütün varlıklar ondan doğmuyor mu?
-
بر جهید و بر طپید و شاد شاد ** یک دو چرخی زد سجود اندر فتاد
- Âşık, sıçradı, titredi, neşeli neşeli bir iki döndü, bir iki çark vurdu… Yere kapandı, secdeye vardı!
-
با خویش آمدن عاشق بیهوش و روی آوردن به ثنا و شکر معشوق
- Âşığın kendine gelmesi ve sevgiliyi övmeye başlaması sevgilinin şükretmesi
-
گفت ای عنقای حق جان را مطاف ** شکر که باز آمدی زان کوه قاف
- Dedi ki: “Ey çevresinde canın tavaf edip durduğu Allah ankası… Şükrolsun, kaf dağından geri döndük,
-
ای سرافیل قیامتگاه عشق ** ای تو عشق عشق و ای دلخواه عشق 4695
- Ey aşkın kıyamet yerinde İsrafillik eden sevgili… Ey aşkın aşkı, ey aşkın dileği!
-
اولین خلعت که خواهی دادنم ** گوش خواهم که نهی بر روزنم
- Bana hilât vermeden önce dilerim, kulağını pencereme daya…
-
گرچه میدانی بصفوت حال من ** بندهپرور گوش کن اقوال من
- Kalbim tertemizdir, bu yüzden halimi bilirsin… Ey kulları yetiştiren, ey kullarına lütuflarda bulunan sevgili, sözlerimi duy!
-
صد هزاران بار ای صدر فرید ** ز آرزوی گوش تو هوشم پرید
- Ey misli olmayan Sadr, nice zamandır halimi duymanı arzulayıp durdum. Bu arzuyla aklım, fikrim uçtu gitti.