-
تو چه دانی تا ننوشی قالشان ** زانک پنهانست بر تو حالشان
- Sözlerini duymadıkça hallerini ne bileceksin. Halleri senden gizli kalır.
-
بشنوی از قال های و هوی را ** کی ببینی حالت صدتوی را
- Söyletsen de sözlerinden ancak bir hay huydur duyarsın. Yüz kat gizli olan hallerini nereden göreceksin ki?
-
نقش ما یکسان بضدها متصف ** خاک هم یکسان روانشان مختلف
- Bir olan suretimizde bile birbirine zıt vasıflar var. Toprak da bir ama ruhlar ayrı ayrı!
-
همچنین یکسان بود آوازها ** آن یکی پر درد و آن پر نازها 4770
- Seslerde böyle… Ses olmak bakımından bir, fakat birisinin sesi dertli, öbürünün nazlı, edalı!
-
بانگ اسپان بشنوی اندر مصاف ** بانگ مرغان بشنوی اندر طواف
- Savaşta atların kişnemelerini… Koşuşup uçuşurken kuşların cıvıltılarını duyarsın ya…
-
آن یکی از حقد و دیگر ز ارتباط ** آن یکی از رنج و دیگر از نشاط
- Birisi kızgınlığından, hasedinden, öbürü arkadaşlarıyla birleşme yüzünden kişner, cıvıldar. Biri derdinden bağırır, öbürü neşesinden!
-
هر که دور از حالت ایشان بود ** پیشش آن آوازها یکسان بود
- Fakat onların hallerini anlamaktan uzak olana göre o sesler hep birdir!
-
آن درختی جنبد از زخم تبر ** و آن درخت دیگر از باد سحر
- O ağaç baltadan titrer, şu ağaç seher yelinden!
-
بس غلط گشتم ز دیگ مردریگ ** زانک سرپوشیده میجوشید دیگ 4775
- Bu arada kalası tencere yüzünden çok yanıldım… Çünkü kapağı kaynıyor!
-
جوش و نوش هرکست گوید بیا ** جوش صدق و جوش تزویر و ریا
- Doğrulukla kaynayan da o kaynayışıyla, o coşkunluğuyla seni çağırır, gel der… Yalanla, riya ile kaynayan da!