English    Türkçe    فارسی   

3
536-545

  • روز روی از آفتابی سوختند ** شب ز اختر راه می‌آموختند
  • Onların da gündüzün yüzlerini güneş yakıyor, geceleyin yıldızla yol buluyorlar,
  • خوب گشته پیش ایشان راه زشت ** از نشاط ده شده ره چون بهشت
  • Kötü yol, onlara güzelleşiyor, köyün neşesiyle cennet gibi görünüyor, bu suretle gidip duruyorlardı.
  • تلخ از شیرین‌لبان خوش می‌شود ** خار از گلزار دلکش می‌شود
  • Acı, tatlı dudakların tesiriyle tatlılaşır, diken, gül bahçesi dolayısıyla gönül çeker bir hâle gelir.
  • حنظل از معشوق خرما می‌شود ** خانه از همخانه صحرا می‌شود
  • Ebu Cehil karpuzu, sevgili yüzünden hurma kesilir, ev, evdeki dost yüzünden ova olur.
  • ای بسا از نازنینان خارکش ** بر امید گل‌عذار ماه‌وش 540
  • Gül yanaklı, ay yüzlü bir dilberin vuslatı ümidiyle nice nazeninler diken zahmetini çekerler.
  • ای بسا حمال گشته پشت‌ریش ** از برای دلبر مه‌روی خویش
  • Ay yüzlü sevgilisi yüzünden niceler sırtı yaralı hamal olmuştur.
  • کرده آهنگر جمال خود سیاه ** تا که شب آید ببوسد روی ماه
  • Gece gelsin de ay ( yüzlü sevgilinin) yüzünü öpsün diye demirci, yüzünü simsiyah etmiştir.
  • خواجه تا شب بر دکانی چار میخ ** زانک سروی در دلش کردست بیخ
  • Esnaf, gönlüne bir serviyi diktiğinden akşama kadar dükkânda çarmıha çakılmış gibi bekler durur.
  • تاجری دریا و خشکی می‌رود ** آن بمهر خانه‌شینی می‌دود
  • Tacir, deniz demez, kara demez yürür durur ama evinde oturan bir sevgilinin aşkıyla koşup yeler.
  • هر که را با مرده سودایی بود ** بر امید زنده‌سیمایی بود 545
  • Kimin bir ölüye, bir taşa, toprağa sevdası varsa bir diri yüzlünün sevdasıyla sevdalanmıştır.