-
از حدیث این جهان محجوب کرد ** غیر خون او مینداند چاشت خورد
- Tamah ona bu âleme sözü duyurmaz. Bedendeki kanı, gönlüne sevdirir.
-
قصهی خورندگان پیلبچه از حرص و ترک نصیحت ناصح
- Hırslarından fil yavrularını yiyenler ve yemeyin diyenin öğüdünü dinlemeyenler
-
آن شنیدی تو که در هندوستان ** دید دانایی گروهی دوستان
- Bilmem işittin mi? Akıllı, bir adam, Hindistan’ da dostlarından iki üç kişinin
-
گرسنه مانده شده بیبرگ و عور ** میرسیدند از سفر از راه دور 70
- Uzak bir seferden geldiklerini, aç ve çıplak bir halde bulunduklarını gördü.
-
مهر داناییش جوشید و بگفت ** خوش سلامیشان و چون گلبن شکفت
- Bilgiden doğma merhameti coşup “ Hoş geldiniz” dedi, güller gibi açıldı.
-
گفت دانم کز تجوع وز خلا ** جمع آمد رنجتان زین کربلا
- “Biliyorum… Karnınız bomboş, pek açsınız. Açlıktan âdeta Kerbelâ’ya düşmüşsünüz, bu yüzden bütün mihnetlere uğramışsınız.
-
لیک الله الله ای قوم جلیل ** تا نباشد خوردتان فرزند پیل
- Fakat dostlar, aman Allah için olsun sakın fil yavrusu yemeyin.
-
پیل هست این سو که اکنون میروید ** پیلزاده مشکرید و بشنوید
- Şimdi gideceğiniz yolda filler vardır… Benim öğüdümü can-ü gönülden dinleyin.
-
پیلبچگانند اندر راهتان ** صید ایشان هست بس دلخواهتان 75
- Yolunuzdaki fil yavrularını avlamak istersiniz. Bu gönlünüze pek hoş gelir.
-
بس ضعیفاند و لطیف و بس سمین ** لیک مادر هست طالب در کمین
- Onlar pek kuvvetsiz. Pek lâtif ve semizdir. Fakat anaları pusudadır, onları korur.
-
از پی فرزند صد فرسنگ راه ** او بگردد در حنین و آه آه
- Yavrusunun ardından feryad-ü figan ederek yüz fersah yol yürür, evlâdını arar durur.