-
تا رسید آن شب که مولد بود آن ** رای این دیدند آن فرعونیان 845
- Doğum gecesi gelince Firavun kulları şu tedbiri kabul ettiler, şunu münasip gördüler:
-
که برون آرند آن روز از پگاه ** سوی میدان بزم و تخت پادشاه
- O gün İsrailoğullarını erkenden meydana, padişahın huzuruna götüreceklerdi.
-
الصلا ای جمله اسرائیلیان ** شاه میخواند شما را زان مکان
- “Ey İsrail oğulları, haydin… Sizi padişah filân yerde huzuruna çağırıyor.
-
تا شما را رو نماید بی نقاب ** بر شما احسان کند بهر ثواب
- Sizi örtüsüz, nikapsız yüzünü gösterecek, sevaba ermek üzere size ihsanlarda bulunacak” diye tellâllar bağıracaklardı.
-
کان اسیران را بجز دوری نبود ** دیدن فرعون دستوری نبود
- Çünkü o esirler, Firavuna hiç yaklaşmazlardı, onu görmelerine izin yoktu.
-
گر فتادندی به ره در پیش او ** بهر آن یاسه بخفتندی برو 850
- Hatta yolda ona rastlasalar yüzükoyun yere kapanmaları emredilmişti.
-
یاسه این بد که نبیند هیچ اسیر ** در گه و بیگه لقای آن امیر
- Kanun buydu: hiçbir esir, ister vakitli olsun, ister vakitsiz, o padişahın yüzünü göremeyecek.
-
بانگ چاووشان چو در ره بشنود ** تا ببیند رو به دیواری کند
- Yolda çavuşların seslerini duydu mu, yüzünü görmemek için duvara dönecekti.
-
ور ببیند روی او مجرم بود ** آنچ بتر بر سر او آن رود
- Şayet yüzünü görürse mücrim sayılır, başına gelecek en kötü şeyler gelip çatardı.
-
بودشان حرص لقای ممتنع ** چون حریصست آدمی فیما منع
- Onlarda görmeleri men edilen o yüzü görmeyi pek isterlerdi. İnsan men edildiği şeye haristir derler.
-
به میدان خواندن بنی اسرائیل برای حیلهی ولادت موسی علیه السلام
- İsrailoğullarını, Musa aleyhisselâm’ın doğumuna mâni olmak üzere meydana çağırmaları