گفت خسپم هم برین درگاه تو ** هیچ نندیشم بجز دلخواه تو875
İmran, “Peki, burada yatarım, senin gönlünün istediği şeyden başka bir şey düşünmem bile” dedi.
بود عمران هم ز اسرائیلیان ** لیک مر فرعون را دل بود و جان
İmran da İsrail oğullarındandı. Fakat Firavuna âdeta gönüllü, candı.
کی گمان بردی که او عصیان کند ** آنک خوف جان فرعون آن کند
Firavun, onun isyan edeceğini, gönlünü korktuğu şeyi yapacağını nereden aklına getirecekti?
جمع آمدن عمران به مادر موسی و حامله شدن مادر موسی علیهالسلام
İmran’ın, Musa’nın anasıyla buluşması ve kadının Musa’ya gebe kalması
شب برفت و او بر آن درگاه خفت ** نیمشب آمد پی دیدنش جفت
Firavun gitti, İmran da orada yatıp uyudu. Gece yarısından sonra karısı, onu görmeye geldi.
زن برو افتاد و بوسید آن لبش ** بر جهانیدش ز خواب اندر شبش
Üstüne kapanıp dudaklarından öpmeye koyuldu. Gece yarısı, onu uykudan uyandırdı.
گشت بیدار او و زن را دید خوش ** بوسه باران کرده از لب بر لبش880
İmran uyanıp karısını gördü. Kadın, hoşuna gitti, dudak dudağa öpüşmeye başladılar.
گفت عمران این زمان چون آمدی ** گفت از شوق و قضای ایزدی
İmran, “Bu zamanda nasıl geldin?” dedi. Kadın “Sana iştiyakımdan. Allah’ın kaza ve kaderi bu” diye cevap verdi.
در کشیدش در کنار از مهر مرد ** بر نیامد با خود آن دم در نبرد
İmran, karısını sevgiyle kucakladı kendini tutamadı.
جفت شد با او امانت را سپرد ** پس بگفت ای زن نه این کاریست خرد
Onunla buluştu ve emaneti ona verdi. Sonrada dedi ki: “Kadın, bu küçük bir iş değil!”
آهنی بر سنگ زد زاد آتشی ** آتشی از شاه و ملکش کینکشی
Demir taşa çalındı, bir ateştir sıçradı. Hem de öyle bir ateş ki padişahtan da saltanatından öç alıcı, padişaha da, saltanatına da kin güdücü bir ateş.