-
عاقبت پیدا شود آثار این ** چون علامتها رسید ای نازنین
- Sonucu, bunun eserlerini meydana çıkar çünkü nazeninin, alâmetleri belirdi!”
-
در زمان از سوی میدان نعرهها ** میرسید از خلق و پر میشد هوا 890
- Tam o sırada meydandaki halktan naralar duyulmaya, yer, gök naralarla dolmaya başladı.
-
شاه از آن هیبت برون جست آن زمان ** پابرهنه کین چه غلغلهاست هان
- Firavun, bu naralardan korkup sıçradı, gürültünün ne olduğunu anlamak için yalınayak koştu.
-
از سوی میدان چه بانگست و غریو ** کز نهیبش میرمد جنی و دیو
- Meydandan gelen ve dehşetinden cinleri, perileri bile korkutan bu nâralar, bu gürültüler nedir anlamak istiyordu.
-
گفت عمران شاه ما را عمر باد ** قوم اسرائیلیانند از تو شاد
- İmran, “ Padişahımızın ömrü uzun olsun… İsrailoğulları, lütfundan neşeleniyorlar.
-
از عطای شاه شادی میکنند ** رقص میآرند و کفها میزنند
- İhsanlarına seviniyorlar, oynuyorlar, ellerini çırpıyorlar “dedi.
-
گفت باشد کین بود اما ولیک ** وهم و اندیشه مرا پر کرد نیک 895
- Firavun dedi ki” Olabilir. Fakat beni adamakıllı bir vehim, bir endişedir kapladı.
-
ترسیدن فرعون از آن بانگ
- Firavunun o sesten korkması
-
این صدا جان مرا تغییر کرد ** از غم و اندوه تلخم پیر کرد
- Bu gürültü, asabımı bozdu. Bu acı dertle, kederle âdeta beni kocattı.”
-
پیش میآمد سپس میرفت شه ** جمله شب او همچو حامل وقت زه
- Padişah, bütün gece ağrısı tutmuş gebe kadın gibi bir yandan bir yana gidip geliyor.
-
هر زمان میگفت ای عمران مرا ** سخت از جا برده است این نعرهها
- Her an “İmran, bu nâralar, beni dehşetle yerimden sıçrattı” diyordu.