-
خویشتن را اعجمی کرد و براند ** گفتههای بس خشن بر جمع خواند 915
- Ve güya kendini bilmez bir halde müneccimlerin üstüne yürüyüp onlara bir hayli ağır sözler söyledi.
-
خویشتن را ترش و غمگین ساخت او ** نردهای بازگونه باخت او
- Kendini meyus ve mahzun göstererek sevincini gizliyor, onlara oyun oynuyordu.
-
گفتشان شاه مرا بفریفتید ** از خیانت وز طمع نشکیفتید
- “Padişahımızı aldattınız, hıyanetten, tamahtan vazgeçmediniz.
-
سوی میدان شاه را انگیختید ** آب روی شاه ما را ریختید
- Onu bu meydana kadar sürükleyip yüzünün suyunu döktünüz, şerefini hiçe saydınız.
-
دست بر سینه زدیت اندر ضمان ** شاه را ما فارغ آریم از غمان
- Ellerinizi, göğüslerinize koyup padişahı dertlerden kurtaracağız diye vaatlerde bulundunuz” dedi.
-
شاه هم بشنید و گفت ای خاینان ** من بر آویزم شما را بی امان 920
- Padişah da bunu duyunca “Hainler, dedi, ben de sizi asayım da görün.
-
خویش را در مضحکه انداختم ** مالها با دشمنان در باختم
- Kendimizi gülünç hallere soktuk, düşmanlara mallar ihsan edip ziyana girdik.
-
تا که امشب جمله اسرائیلیان ** دور ماندند از ملاقات زنان
- Bu gece bütün İsrailoğulları, karılarından uzak kaldılar diye,
-
مال رفت و آب رو و کار خام ** این بود یاری و افعال کرام
- Mal da gitti, şeref de. İşe gelince hiçbir şey olmadı. Bu mudur iyi adamların muaveneti, bu mudur iyi kişinin yapacakları iş?
-
سالها ادرار و خلعت میبرید ** مملکتها را مسلم میخورید
- Yıllardır paralar, libaslar alıyor, ülkelerin servetini rahatça yiyip duruyorsunuz.