-
خویش را در مضحکه انداختم ** مالها با دشمنان در باختم
- Kendimizi gülünç hallere soktuk, düşmanlara mallar ihsan edip ziyana girdik.
-
تا که امشب جمله اسرائیلیان ** دور ماندند از ملاقات زنان
- Bu gece bütün İsrailoğulları, karılarından uzak kaldılar diye,
-
مال رفت و آب رو و کار خام ** این بود یاری و افعال کرام
- Mal da gitti, şeref de. İşe gelince hiçbir şey olmadı. Bu mudur iyi adamların muaveneti, bu mudur iyi kişinin yapacakları iş?
-
سالها ادرار و خلعت میبرید ** مملکتها را مسلم میخورید
- Yıllardır paralar, libaslar alıyor, ülkelerin servetini rahatça yiyip duruyorsunuz.
-
رایتان این بود و فرهنگ و نجوم ** طبلخوارانید و مکارید و شوم 925
- Bu mu sizin tedbiriniz, bu mu nücum bilginiz? Siz besbedava lokma yiyen hilekâr ve şom kişilersiniz.
-
من شما را بر درم و آتش زنم ** بینی و گوش و لبانتان بر کنم
- Sizi öldürür, parçalatır, ateşlere atar, burunlarınızı, kulaklarınızı, dudaklarınızı kestirir…
-
من شما را هیزم آتش کنم ** عیش رفته بر شما ناخوش کنم
- Sizi ateşe odun yapar, yiyip içtiklerinizi fitil fitil burnunuzdan getiririm.”
-
سجده کردند و بگفتند ای خدیو ** گر یکی کرت ز ما چربید دیو
- Müneccimler, secde edip “Padişahım, Şeytan bu sefer bize galebe etti.
-
سالها دفع بلاها کردهایم ** وهم حیران زانچ ماها کردهایم
- Fakat yılardır nice belâlar defettik. Yaptıklarımıza vehim bile hayran olmakta.
-
فوت شد از ما و حملش شد پدید ** نطفهاش جست و رحم اندر خزید 930
- Bu sefer tedbirimiz, hiçe çıktı. O Peygamber’in anası gebe kaldı, o, ana rahmine düştü.