-
من شما را بر درم و آتش زنم ** بینی و گوش و لبانتان بر کنم
- Sizi öldürür, parçalatır, ateşlere atar, burunlarınızı, kulaklarınızı, dudaklarınızı kestirir…
-
من شما را هیزم آتش کنم ** عیش رفته بر شما ناخوش کنم
- Sizi ateşe odun yapar, yiyip içtiklerinizi fitil fitil burnunuzdan getiririm.”
-
سجده کردند و بگفتند ای خدیو ** گر یکی کرت ز ما چربید دیو
- Müneccimler, secde edip “Padişahım, Şeytan bu sefer bize galebe etti.
-
سالها دفع بلاها کردهایم ** وهم حیران زانچ ماها کردهایم
- Fakat yılardır nice belâlar defettik. Yaptıklarımıza vehim bile hayran olmakta.
-
فوت شد از ما و حملش شد پدید ** نطفهاش جست و رحم اندر خزید 930
- Bu sefer tedbirimiz, hiçe çıktı. O Peygamber’in anası gebe kaldı, o, ana rahmine düştü.
-
لیک استغفار این روز ولاد ** ما نگه داریم ای شاه و قباد
- Düştü ama padişahım, suçumuzu, affettirmek için biz de doğum gününe dikkat ederiz.
-
روز میلادش رصد بندیم ما ** تا نگردد فوت و نجهد این قضا
- Bu fırsatı da kaçırmamak, kaza ve kaderin zuhuruna mâni olmak için doğacağı günü hesaplayacak, gözleyeceğiz.
-
گر نداریم این نگه ما را بکش ** ای غلام رای تو افکار و هش
- Ey akıllarla fikirler, reyinin kulu, kölesi olan padişah, bunu da yapamazsak bizi öldür” derler.
-
تا بنه مه میشمرد او روز روز ** تا نپرد تیر حکم خصمدوز
- Firavun, düşmanları vurup öldüren takdir oku, yayından fırlamasın diye günden güne dokuz ayı sayıp duruyordu.
-
بر قضا هر کو شبیخون آورد ** سرنگون آید ز خون خود خورد 935
- Takdirle savaşa girişen, takdire baskın yapmaya kalkışan, baş aşağı gelir, kendi kanına bulanır.