اژدها بود و عصا شد اژدها ** این بخورد آن را به توفیق خدا
O bir ejderha idi, asâ da bir ejderha oldu. Bu, onu Allah tevfikiyle sömürüp yutuverdi!
دست شد بالای دست این تا کجا ** تا بیزدان که الیه المنتهی
El üstünde el var… Nereye kadar bu. Ta son erişilecek menzile, ta Allah’a kadar!
کان یکی دریاست بی غور و کران ** جمله دریاها چو سیلی پیش آن
Çünkü o, öyle bir denizdir ki ne dibi var, ne kıyısı! Bütün denizler, ona karşı sele benzer.
حیلهها و چارهها گر اژدهاست ** پیش الا الله آنها جمله لاست
Hileler, tedbirler ejderha ise Tek Allah önünde hepsi de hiçtir!
چون رسید اینجا بیانم سر نهاد ** محو شد والله اعلم بالرشاد970
Sözün, buraya gelince yere baş koyup mahvoldu… Doğru yolu Allah daha iyi bilir!
آنچ در فرعون بود اندر تو هست ** لیک اژدرهات محبوس چهست
Firavunda olan yok mu? Sende de var. Fakat senin ejderha kuyuya hapsedilmiş!
ای دریغ این جمله احوال توست ** تو بر آن فرعون بر خواهیش بست
Yazıklar olsun… Bunların hepsi de senin ahvalin. Fakat sen, onları Firavuna isnat etmek istersin.
گر ز تو گویند وحشت زایدت ** ور ز دیگر آفسان بنمایدت
Senin hâlinden bahsettiler mi canın sıkılır, başkasından bahsettiler mi sana masal gelir.
چه خرابت میکند نفس لعین ** دور میاندازدت سخت این قرین
Lâkin nefis seni ne de harap etmiş… Bu arkadaşın da seni hikâyelerle uzaklara atmakta!
آتشت را هیزم فرعون نیست ** ورنه چون فرعون او شعلهزنیست975
Senin ateşine, Firavunun ateşine atılan odun atılmamakta, onun gibi fırsat bulamıyorsun sen. Yoksa fırsat bulsan senin ateşin de Firavunun ateşi gibi yalımlanır!
حکایت مارگیر کی اژدهای فسرده را مرده پنداشت در ریسمانهاش پیچید و آورد به بغداد
Yılancının donmuş bir ejderhayı ölü sanarak iple bağlayıp Bağdat’a getirmesi