-
یک حکایت بشنو از تاریخگوی ** تا بری زین راز سرپوشیده بوی
- Eski vakaları bilip söyleyenden bir hikâye dinle de bu üstü örtülü sırdan bir koku al.
-
مارگیری رفت سوی کوهسار ** تا بگیرد او به افسونهاش مار
- Bir yılancı, afsunlarla yılan tutmak üzere dağlara yüz tuttu.
-
گر گران و گر شتابنده بود ** آنک جویندست یابنده بود
- Arayan ister yavaş gitsin, ister hızlı, nihayet aradığını bulur.
-
در طلب زن دایما تو هر دو دست ** که طلب در راه نیکو رهبرست
- İki elini de aramadan çekme. Arama, yolda en iyi bir kılavuzdur.
-
لنگ و لوک و خفتهشکل و بیادب ** سوی او میغیژ و او را میطلب 980
- Topal olsan, sakat olsan bile, uyuklar gibi halde, hatta edepsizce sine de olsa ona doğru kımıldan, onu ara.
-
گه بگفت و گه بخاموشی و گه ** بوی کردن گیر هر سو بوی شه
- Gâh lâfla, gâh susarak, gâh şuraya, buraya boynunu uzatarak, o padişahın kokusunu almaya çalış.
-
گفت آن یعقوب با اولاد خویش ** جستن یوسف کنید از حد بیش
- Yakup, oğullarına “Yusuf’un kokusunu haddinden fazla arayın” dedi.
-
هر حس خود را درین جستن بجد ** هر طرف رانید شکل مستعد
- Siz de her duygunuzu istidatlı bir hâle getirin de her yanda adamakıllı onu araştırın.
-
گفت از روح خدا لا تیاسوا ** همچو گم کرده پسر رو سو بسو
- Allah, “Allah lütfundan meyus olmayın, ümit kesmeyin” dedi. Çocuğunu kaybetmiş Yakup gibi sen de bucak bucak yürü.
-
از ره حس دهان پرسان شوید ** گوش را بر چار راه آن نهید 985
- Onu ağzınla sorup soruşturun. Dört yana kulak verip onu araştırın!