قوم تو در کوه میگیرند گور ** در میان کوی میگیری تو کور
Hısımların dağda yaban eşeği avlıyorlar... Sense köy ortasında kör tutuyorsun!
ترک این تزویر گو شیخ نفور ** آب شوری جمع کرده چند کور
A yücelerden kaçan şeyh, bu hileyi bırak! Sen, başına birkaç körü toplamış acı suya benziyorsun!
کین مریدان من و من آب شور ** میخورند از من همی گردند کور1050
Âdeta bunlar benim dervişlerimdir... Ben de acı suyum. Benden içerler de böyle kör olurlar diyorsun!
آب خود شیرین کن از بحر لدن ** آب بد را دام این کوران مکن
Suyunu Ledün denizinden tatlı bir hale getir. Kötü suyu bu körlere tuzak yapma!
خیز شیران خدا بین گورگیر ** تو چو سگ چونی بزرقی کورگیر
Kalk, yaban eşeği avlayan Allah aslanlarını gör... Sen, neden köpek gibi hileyle kör avlamadasın?
گور چه از صید غیر دوست دور ** جمله شیر و شیرگیر و مست نور
Onlara yaban eşeği avlıyorlar dedim... Fakat yaban eşeği de nedir ki? Onlar sevgiliden başkasını avlamazlar... Hepsi de aslandır, aslan avcısıdır, nur sarhoşudur!
در نظاره صید و صیادی شه ** کرده ترک صید و مرده در وله
Avı ve padişahın avcılığını seyrederken hepsi de avlanmayı bırakmışlar, hayran olup can vermişlerdir!
همچو مرغ مردهشان بگرفته یار ** تا کند او جنس ایشان را شکار1055
O cinsten olan kuşları avlamak için avcılar nasıl ellerine ölü bir kuş alırlarsa sevgili de onları eline almıştır.
مرغ مرده مضطر اندر وصل و بین ** خواندهای القلب بین اصبعین
O ölü kuş vuslat ve firkat arasında ihtiyarsız bir haldedir. “Kalp, Allah’ın iki parmağı arasındadır” hadisini okumadın mı?
مرغ مردهش را هر آنک شد شکار ** چون ببیند شد شکار شهریار
Ölü kuşa avlanan dikkat ederse görür ki padişaha avlanmıştır.