-
صد هزاران عاقل اندر وقت درد ** جمله نالان پیش آن دیان فرد
- Binlerce akıllı kişi, dert ve ihtiyaç zamanında umumiyetle o tek Allah’ın huzurunda ağlar, inler.
-
هیچ دیوانهی فلیوی این کند ** بر بخیلی عاجزی کدیه تند
- Hiçbir aklı eksik ve deli yoktur ki acizliğini varsın da bir nekese arz etsin!
-
گر ندیدندی هزاران بار بیش ** عاقلان کی جان کشیدندیش پیش
- Akıllılar, binlerce defa ihtiyaçlarının giderildiğini görmeselerdi hiç o tapıya canla başla giderler miydi?
-
بلک جملهی ماهیان در موجها ** جملهی پرندگان بر اوجها
- Hatta deniz dalgaları arasındaki bütün balıklar, yücelerde uçan bütün kuşlar bile...
-
پیل و گرگ و حیدر اشکار نیز ** اژدهای زفت و مور و مار نیز 1175
- Fil, kurt, avlanan aslan, koca ejderha, karınca, yılan...
-
بلک خاک و باد و آب و هر شرار ** مایه زو یابند هم دی هم بهار
- Hatta toprak, su, yel ve her bir kıvılcım bile kışın da dileğini ondan elde eder, baharda da!
-
هر دمش لابه کند این آسمان ** که فرو مگذارم ای حق یک زمان
- Bu gökyüzü, her an, yarabbi, beni bir zaman bile aşağılatma diye ona yalvarır...
-
استن من عصمت و حفظ تو است ** جمله مطوی یمین آن دو دست
- Benim direğim, senin korumandadır... Bütün gökler sağ elinde dürülmüş, yayılmıştır, der.
-
وین زمین گوید که دارم بر قرار ** ای که بر آبم تو کردستی سوار
- Bu yer, beni su üstünde yükleyen sensin, kararımı elden alma diye niyaz eder.
-
جملگان کیسه ازو بر دوختند ** دادن حاجت ازو آموختند 1180
- Hepsi keselerini onun nimetiyle doldurup büzmüşler... Hepsi hacet vermeyi ondan öğrenmişlerdir.