-
نه بهانه کرد و نه تزویر ساخت ** نه لوای مکر و حیلت بر فراخت 1390
- O, ne bahaneler buldu, ne hileye kalkıştı, ne de düzen bayrağını yüceltti.
-
باز آن ابلیس بحث آغاز کرد ** که بدم من سرخ رو کردیم زرد
- Fakat İblis, bahse girişte, benzin kırmızı, beni sen sararttın...
-
رنگ رنگ تست صباغم توی ** اصل جرم و آفت و داغم توی
- Renk, senin verdiğin renktedir... Beni boyayan sensin; suçumun da aslı sensin, uğradığım afetin, dağlandığım dağın da, dedi!
-
هین بخوان رب بما اغویتنی ** تا نگردی جبری و کژ کم تنی
- Kendine gel de “Rabbi bima agveyteni”yi oku... Oku da cebri olma, ters bir kumaş dokumaya kalkışma!
-
بر درخت جبر تا کی بر جهی ** اختیار خویش را یکسو نهی
- Cebir ağacına ne vakte dek sıçrayıp çıkacak, ihtiyarını bir yana bırakacaksın?
-
همچو آن ابلیس و ذریات او ** با خدا در جنگ و اندر گفت و گو 1395
- İblis ve soyu sopu gibi Allah ile savaşta, mübahasedesin...
-
چون بود اکراه با چندان خوشی ** که تو در عصیان همی دامن کشی
- Eteklerini çemrer de isyana öyle koşar, gidersin... Bu kadar hoşlukla, bunca istekle cebir olur muymuş hiç?
-
آنچنان خوش کس رود در مکرهی ** کس چنان رقصان دود در گمرهی
- O kadar istekle kim, kötülüğe gider... Böyle oynaya oynaya kim sapıklığa koşar?
-
بیست مرده جنگ میکردی در آن ** کت همیدادند پند آن دیگران
- Sana başkaları öğüt verdikçe o işin iyiliğini söyler, belki yirmi erle bu hususta savaşa girişir, yirmi ere karşı ayak direrdin!
-
که صواب اینست و راه اینست و بس ** کی زند طعنه مرا جز هیچکس
- Doğrusu budur... Yol ancak budur... Ve bundan ibarettir; adam olmayandan başka kim beni kınar ki, sersin!