-
این شمال و این صبا و این دبور ** کی بود از لطف و از انعام دور 140
- Bu şimal rüzgârı, bu seher ve bu batı yeli nasıl olurda lütuftan, ihsandan uzak olur?
-
یک کف گندم ز انباری ببین ** فهم کن کان جمله باشد همچنین
- Bir avuç buğdayı gördün mü ambarı düşün, ambarı gör... Anla ki ambardakiler de hep böyle.
-
کل باد از برج باد آسمان ** کی جهد بی مروحهی آن بادران
- Gökyüzünün rüzgâr burcundan kopup gelen bütün rüzgârlar da o rüzgârı koparanın yelpazesi olmasa nasıl eser?
-
بر سر خرمن به وقت انتقاد ** نه که فلاحان ز حق جویند باد
- Ekinciler, ekin devşirme zamanı harman başında Allah’tan rüzgâr istemezler mi?
-
تا جدا گردد ز گندم کاهها ** تا به انباری رود یا چاهها
- İsterler... Buğdaydan samanı ayırmak, buğdayı ambara koymak yahut kuyulara gömmek için rüzgâr isterler.
-
چون بماند دیر آن باد وزان ** جمله را بینی به حق لابهکنان 145
- Rüzgâr gecikti mi hepsinin de Allah’a yalvarmaya başladığını görürsün.
-
همچنین در طلق آن باد ولاد ** گر نیاید بانگ درد آید که داد
- Doğum zamanı da böyledir... O doğum yeli, o doğum sancısı gelmezse eyvahlar olsun, aman yarabbi seslerini duymaya başlarsın.
-
گر نمیدانند کش راننده اوست ** باد را پس کردن زاری چه خوست
- Rüzgârı onun gönderdiğini bilmeseler yalvarmanın manası mı kalır?
-
اهل کشتی همچنین جویای باد ** جمله خواهانش از آن رب العباد
- Yelkenli gemiye binenler de rüzgâr dilerler, Allah’tan bir uygun yel isterler.
-
همچنین در درد دندانها ز باد ** دفع میخواهی بسوز و اعتقاد
- Diş ağrısı da yelden olursa yana yakıla tamam bir itikatla Allah’tan o yelin yatışmasını dilersin.