-
پیش این جمعی چو شمع آسمان ** انقطاع و خلوت آری را بمان
- Bu topluluğun önünde gökyüzündeki ışık gibisin, güneşe benziyorsun... Bunlardan gizlenmeye, halveti bezemeye kalkışma!
-
وقت خلوت نیست اندر جمع آی ** ای هدی چون کوه قاف و تو همای
- Halvet zamanı değil topluluğa gel! Ey Peygamber, hidayet, Kaf Dağına benzer, sense Hümasın!
-
بدر بر صدر فلک شد شب روان ** سیر را نگذارد از بانگ سگان
- Dolunay, gökyüzünde geceleri yürür... Köpeklerin sesi yüzünden yürüyüşünü bırakmaz.
-
طاعنان همچون سگان بر بدر تو ** بانگ میدارند سوی صدر تو 1465
- Kınayanlar, senin dolunayına karşı köpeklere benzerler... Sana karşı ürüyüp dururlar!
-
این سگان کرند از امر انصتوا ** از سفه و عوع کنان بر بدر تو
- Bu köpekler, “Susun, dinleyin” emrine karşı sağırdırlar... Ahmaklıklarından senin dolunayına karşı hav havlayıp durmaktalar!
-
هین بمگذار ای شفا رنجور را ** تو ز خشم کر عصای کور را
- Ey şifa, hastayı terk etme... Ey şifa hastayı terk etme... Sağıra kızıp körün sopasını bırakma!
-
نه تو گفتی قاید اعمی به راه ** صد ثواب و اجر یابد از اله
- Sen demedin mi ki “Körü, yolda tutup yeden Allah’tan yüzlerce ecir alır, yüzlerce sevaba girer!
-
هر که او چل گام کوری را کشد ** گشت آمرزیده و یابد رشد
- Kim bir körü kırk adım yederse günahları bağışlanır, doğru yolu bulur!”
-
پس بکش تو زین جهان بیقرار ** جوق کوران را قطار اندر قطار 1470
- eksik
-
کار هادی این بود تو هادیی ** ماتم آخر زمان را شادیی
- Doğru yolu gösterenin işi budur; sen de doğru yolu gösterensin... Ahir zamanın yasına neşesin sen!