English    Türkçe    فارسی   

4
1485-1494

  • وقت تنگست و فراخی این کلام ** تنگ می‌آید برو عمر دوام 1485
  • Gün dar... Hâlbuki bu söz, o kadar geniş ki bütün bir ömür bile ona az gelir!
  • نیزه‌بازی اندرین کوه‌های تنگ ** نیزه‌بازان را همی آرد به تنگ
  • Bu daracık çukurlarda mızrak oyununa girişmek, bu oyunu oynayanları utandırır!
  • وقت تنگ و خاطر و فهم عوام ** تنگ‌تر صد ره ز وقت است ای غلام
  • Vakit dar... Fakat oğul, halkın hatırı ve anlayışı da vakitten yüz kere daha dar!
  • چون جواب احمق آمد خامشی ** این درازی در سخن چون می‌کشی
  • Ahmağın cevabı, mademki sükûttur... Ne diye sözü uzatıp durursun?
  • از کمال رحمت و موج کرم ** می‌دهد هر شوره را باران و نم
  • Allah rahmetinin yüceliği ve kerem denizinin dalgalanması yüzünden her çorak yere yağmur yağdırıp ıslatmada!
  • در بیان آنک ترک الجواب جواب مقرر این سخن کی جواب الاحمق سکوت شرح این هر دو درین قصه است کی گفته می‌آید
  • Cevap vermemek de cevaptır sözü, ahmağa verilecek cevap susmaktır sözünü tenkit eder. Her ikisi de bu hikâyeyle anlatılmaktadır.
  • بود شاهی بود او را بنده‌ای ** مرده عقلی بود و شهوت‌زنده‌ای 1490
  • Bir padişahın aklı ölmüş, şehveti diri bir kölesi vardı.
  • خرده‌های خدمتش بگذاشتی ** بد سگالیدی نکو پنداشتی
  • Padişahın ince hizmetlerini bırakır, kötü düşüncelere dalar, fakat yaptığını iyi sanırdı!
  • گفت شاهنشه جرااش کم کنید ** ور بجنگد نامش از خط بر زنید
  • Padişah nafakasını azaltın... Söylenir dırlanırsa adını kullar arasından silin dedi.
  • عقل او کم بود و حرص او فزون ** چون جرا کم دید شد تند و حرون
  • Kölenin aklı azdı, hırsı çok... Nafakasını az görünce kızdı, serkeşleşti.
  • عقل بودی گرد خود کردی طواف ** تا بدیدی جرم خود گشتی معاف
  • Aklı olsaydı kendi kendinin etrafında döner dolaşır, düşünür taşınır da suçunu görür, kendisini affettirirdi.