-
آن یکی بانگش نشور اتقیا ** وان یکی بانگش فریب اشقیا
- Bir tanesi, iyi kişilere hayattır... Öbürü kötü kişilere hile!
-
من شکوفهی خارم ای خوش گرمدار ** گل بریزد من بمانم شاخ خار
- Bir ses, ey güzel ve bana düşkün olan kişi, ben diken çiçeğiyim... Çiçek dökülür, ben kalırım; diken dalından ibaretim ben der.
-
بانگ اشکوفهش که اینک گلفروش ** بانگ خار او که سوی ما مکوش 1625
- Çiçeği, ey gül satan, gel bu yana der... Dikenin sesiyse bizim yanımıza gelmeye kalkışma der!
-
این پذیرفتی بماندی زان دگر ** که محب از ضد محبوبست کر
- Bu seslerden birini kabul ettin mi öbürünü duymazsın bile... Çünkü seven kişi, sevgiliye aykırı olan kişilerin sözlerine sağır olur!
-
آن یکی بانگ این که اینک حاضرم ** بانگ دیگر بنگر اندر آخرم
- O seslerin biri işte ben buracıktayım, hazırım der. Öbür ses de, sen benim sonuma bak der.
-
حاضریام هست چون مکر و کمین ** نقش آخر ز آینهی اول ببین
- Cihanın bozuluşu, “benim şimdiki halim biledir, pusudur... Sonumu, bir aynaya benzeyen önüme bak da gör!” der.
-
چون یکی زین دو جوال اندر شدی ** آن دگر را ضد و نا درخور شدی
- Bu iki çuvaldan birine girdin mi öbürüne zıt olur, artık ona lâyık olmazsın!
-
ای خنک آنکو ز اول آن شنید ** کش عقول و مسمع مردان شنید 1630
- Ne mutlu ona ki erlerin akıllarının duyduğu bu sesi, önceden işitti!
-
خانه خالی یافت و جا را او گرفت ** غیر آنش کژ نماید یا شگفت
- Gönül evini hangi ses boş bulursa o gelir, tutar... Artık sahibine ondan başkası ya eğri görünür yahut acayip!
-
کوزهی نو کو به خود بولی کشید ** آن خبث را آب نتواند برید
- Yeni testi sidiği emerse artık su, ondan o pisliği gideremez!