-
بوشناسانند حاذق در مصاف ** تو به جلدی های هو کم کن گزاف
- Âlem meydanında kokudan anlayan maharet sahipleri var... öyle ataklık edip pek hayhuy etmeye kalkışma!
-
تو ملاف از مشک کان بوی پیاز ** از دم تو میکند مکشوف راز 1775
- Misten bahsetme... Ağzından soğan kokusu gelmede, sırrını açığa vurmada!
-
گلشکر خوردم همیگویی و بوی ** میزند از سیر که یافه مگوی
- Sen daima gülbeşeker yedim diyorsun ama nefesinden gelip duran sarımsak kokusu, yavelenme be demekte!
-
هست دل مانندهی خانهی کلان ** خانهی دل را نهان همسایگان
- Gönül, büyük ve geniş bir eve benzer... Gönül evinin gizli komşuları vardır.
-
از شکاف روزن و دیوارها ** مطلع گردند بر اسرار ما
- Pencereden, duvardaki delikten görüp gözetir, sırları anlarlar!
-
از شکافی که ندارد هیچ وهم ** صاحب خانه و ندارد هیچ سهم
- Ev sahibinin sezinlemediği, hiç bilmediği bir yarıktan, bir delikten onlar, her şeyi görürler.
-
از نبی بر خوان که دیو و قوم او ** میبرند از حال انسی خفیه بو 1780
- Kuran’ı okusan a... Şeytan ve kavmi, gizlice insanların halinden koku alırlar.
-
از رهی که انس از آن آگاه نیست ** زانک زین محسوس و زین اشباه نیست
- İnsanın bilmediği bir yoldan insanın sırrını anlarlar... Bu yol, duyguyla duyulur, yahut buna benzer bir şeyle bilinir yol değildir.
-
در میان ناقدان زرقی متن ** با محک ای قلب دون لافی مزن
- Görenlerin ortasında hileye kalkışma... Mihenk ortadayken lafa girişme ey kalp!
-
مر محک را ره بود در نقد و قلب ** که خدایش کرد امیر جسم و قلب
- Mihengin, halisi de anlamaya kabiliyeti vardır, kalpı da... Allah, onu beden ve kalp emîri yapmıştır!