-
مشورت میکرد شخصی با کسی ** کز تردد وا ردهد وز محبسی
- Bir adam, birisiyle meşverette bulunuyor, tereddütten kurtulmak, hapisten halâs olmak istiyordu.
-
گفت ای خوشنام غیر من بجو ** ماجرای مشورت با او بگو 1970
- O adam dedi ki: Hoş fakat benden başkasını ara bul da danışacağın şeyi ona danış!
-
من عدوم مر ترا با من مپیچ ** نبود از رای عدو پیروز هیچ
- Ben senin düşmanınım, bana sarılma... Düşmanın tedbiri, aydın olamaz!
-
رو کسی جو که ترا او هست دوست ** دوست بهر دوست لاشک خیرجوست
- Git, sana dost olan birisini ara... Dost şüphe yok ki dostun hayrını diler.
-
من عدوم چاره نبود کز منی ** کژ روم با تو نمایم دشمنی
- Ben düşmanım, benim gibisinden bir çare olmaz... Eğri gider, sana düşmanlık ederim.
-
حارسی از گرگ جستن شرط نیست ** جستن از غیر محل ناجستنیست
- Kurttan bekçilik istemek doğru bir şey değildir... Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir.
-
من ترا بیهیچ شکی دشمنم ** من ترا کی ره نمایم ره زنم 1975
- Hiç şüphe etme ki ben sana düşmanım... Senin yolunu keserim ben, nasıl olur da sana yol gösteririm?
-
هر که باشد همنشین دوستان ** هست در گلخن میان بوستان
- Kim dostlarla düşer kalkarsa külhanda bile olsa gül bahçesindedir...
-
هر که با دشمن نشیند در زمن ** هست او در بوستان در گولخن
- Fakat zamanede düşmanla düşüp kalkan gül bahçesinde bile olsa külhandadır!
-
دوست را مازار از ما و منت ** تا نگردد دوست خصم و دشمنت
- Biz, ben diye varlığa düşerek dostu incitme de kimse, düşmanın olmasın!