این مگر باشد ز حب مشتهی ** اسقنی خمرا و قل لی انها
Bu herhalde fazla iştahtan olacak... Hani şair de “Bana hep şarap sun, hem de işte bu, şaraptır” da demiştir ya!
بر دهان تست این دم جام او ** گوش میگوید که قسم گوش کو
Şu anda onun kadehi, senin ağzında... Fakat kulak da kulağın nasibini ver, diyor!
قسم تو گرمیست نک گرمی و مست ** گفت حرص من ازین افزونترست2080
Ey kulak, senin nasibin hararetlenip kızarmaktır... İşte hararet, işte sarhoşluk! Fakat kulak, ben bundan daha fazlasını istiyorum, harisim ben demekte!
جواب گفتن مصطفی علیهالسلام اعتراض کننده را
Mustafa aleyhisselâm’ın itiraz edene cevap vermesi
در حضور مصطفای قندخو ** چون ز حد برد آن عرب از گفت و گو
Şeker huylu Mustafa’nın huzurunda o Arap, sözü haddinden aşırınca,
آن شه والنجم و سلطان عبس ** لب گزید آن سرد دم را گفت بس
O “Vecnecmi” padişahı, “Abese” sultanı, o soğuk nefesiyle “Sözün kâfi artık” diye dudağını ısırdı.
دست میزند بهر منعش بر دهان ** چند گویی پیش دانای نهان
Söylemesin diye elini ağzına koydu... Gizlileri bilen kişinin yanında nice bir söyleyip duracaksın?
پیش بینا بردهای سرگین خشک ** که بخر این را به جای ناف مشک
Kuru fışkıyı gözü açık erin önüne götürmüş, bunu misk yerine satın al diyorsun!
بعر را ای گندهمغز گندهمخ ** زیر بینی بنهی و گویی که اخ2085
Deve pisliğini burnunun altına koyuyor, bir de oh oh diyorsun a beyni kokmuş kişi!
اخ اخی برداشتی ای گیج گاج ** تا که کالای بدت یابد رواج
A akılsız şaşı! Kötü kumaşın revaç bulsun diye bir de oh ohtur tutturmuşsun!
تا فریبی آن مشام پاک را ** آن چریدهی گلشن افلاک را
Bu suretle bu tertemiz burnu aldatmak, o göklerin gül bahçelerinde yayılan eri kandırmak istiyorsun!