زان زنان مصر جامی خوردهاند ** دستها را شرحه شرحه کردهاند
Mısır kadınları bu şaraptan bir kadehçik içtiler de ellerini şahrem şahrem kesip doğradılar!
ساحران هم سکر موسی داشتند ** دار را دلدار میانگاشتند2100
Büyücüler de Musa’nın sarhoşluğuna düştüler... Darağacını sevgili sandılar!
جعفر طیار زان می بود مست ** زان گرو میکرد بیخود پا و دست
Cafer-i Tayyar, o şaraptan sarhoş oldu da elini, ayağını feda etti!
قصهی سبحانی ما اعظم شانی گفتن ابویزید قدس الله سره و اعتراض مریدان و جواب این مر ایشان را نه به طریق گفت زبان بلک از راه عیان
Allah sırrını kutlasın, Ebuyezid’in “Kendimi tenzih ederim. Şanım, zuhurum ne de uludur” demesi. Dervişlerin itirazı, Bayezid’in onlara sözle değil de hakikati göstererek cevap vermesi
با مریدان آن فقیر محتشم ** بایزید آمد که نک یزدان منم
O muhteşem fakir Bayezid, dervişlerine “İşte Allah benim” dedi.
گفت مستانه عیان آن ذوفنون ** لا اله الا انا ها فاعبدون
O fenlere sahip er, sarhoşça apaçık “Benden başka Allah yoktur... Bilin de bana tapın” buyurdu.
چون گذشت آن حال گفتندش صباح ** تو چنین گفتی و این نبود صلاح
O hal geçince sabahleyin “Sen böyle dedin... Bu doğru değil” diye kendisine söylediler.
گفت این بار ار کنم من مشغله ** کاردها بر من زنید آن دم هله2105
Dedi ki: “Bunu bir daha dalar da söylersem hemen o anda beni bıçaklayın!
حق منزه از تن و من با تنم ** چون چنین گویم بباید کشتنم
Allah, tenden münezzehtir... Benimse tenim var. Böyle söylediğim zaman öldürülmem lazım!
چون وصیت کرد آن آزادمرد ** هر مریدی کاردی آماده کرد
O hür er, bu tavsiyede bulununca her derviş bir bıçak hazırladı.
مست گشت او باز از آن سغراق زفت ** آن وصیتهاش از خاطر برفت
Bayezid, yine o koca kadehi dikip sarhoş oldu... Tavsiyeleri aklından çıktı.