-
شیرگیر ار خون نره شیر خورد ** تو بگویی او نکرد آن باده کرد
- Aslanı bile tutacak derecede sarhoş olup yiğitleşen kişi, kalkar da erkek aslanın sütünü emerse sen artık bu işi o yapmadı, şarap yaptı dersin!
-
ور سخن پردازد از زر کهن ** تو بگویی باده گفتست آن سخن
- Eski altınlardan söz düzer, mükemmel söz söylerse yine dersin ki o sözü de şarap söylemiştir!
-
بادهای را میبود این شر و شور ** نور حق را نیست آن فرهنگ و زور 2120
- Şarapta bile bu zor, bu kuvvet olursa Allah nurunda olmaz mı hiç?
-
که ترا از تو به کل خالی کند ** تو شوی پست او سخن عالی کند
- Allah nuru, seni tamamı ile senden alır... Sen aşağılarsın, onun sözü üstün olur.
-
گر چه قرآن از لب پیغامبرست ** هر که گوید حق نگفت او کافرست
- Kuran, gerçi Peygamber’in dudağından çıkar ama kim Allah söylemedi derse kâfirdir.
-
چون همای بیخودی پرواز کرد ** آن سخن را بایزید آغاز کرد
- Kendinden geçiş hüması uçmaya başlayınca Bayezid yine o söze koyuldu.
-
عقل را سیل تحیر در ربود ** زان قویتر گفت که اول گفته بود
- Aklı şaşkınlık seli kaptı götürdü... O sözü evvelce söylediğinden daha zorlu söyledi.
-
نیست اندر جبهام الا خدا ** چند جویی بر زمین و بر سما 2125
- “Hırkamda, varlığımda Allahtan başka bir şey yok... Yerde gökte nice bir arayıp durursun?” dedi.
-
آن مریدان جمله دیوانه شدند ** کاردها در جسم پاکش میزدند
- Dervişler deli divane oldular... Bıçaklarını tertemiz bedenine sapladılar.
-
هر یکی چون ملحدان گرده کوه ** کارد میزد پیر خود را بی ستوه
- Her biri Girdekûh mülhitleri gibi pervasızca pirlerine bıçak saplamaya koyuldular.