-
این تن تو گر تن مردم بدی ** چون تن مردم ز خنجر گم شدی
- Senin şu bedenin insan bedeni olsaydı insanların bedenleri gibi hançer yaraları ile mahvolur giderdi.
-
با خودی با بیخودی دوچار زد ** با خود اندر دیدهی خود خار زد
- Kendisinden olan kendinden geçmişe gelip çattı... Kendisinde olan, kendi gözüne diken batırdı.
-
ای زده بر بیخودان تو ذوالفقار ** بر تن خود میزنی آن هوش دار
- Ey kendinde olmayanlara Zülfikar vuran, aklını başına al, o Zülfikarı sen, kendi kendine vurmaktasın.
-
زانک بیخود فانی است و آمنست ** تا ابد در آمنی او ساکنست
- Çünkü kendinden gecen fânidir, kurtulmuştur... Ebedi olarak emniyet bucağında oturur.
-
نقش او فانی و او شد آینه ** غیر نقش روی غیر آن جای نه 2140
- Sureti fânidir; o bir ayna kesilmiştir... O aynada başkalarının yüzünden gayrı bir şey görünmez.
-
گر کنی تف سوی روی خود کنی ** ور زنی بر آینه بر خود زنی
- Tuh der tükürürsen kendi yüzüne tükürmüş olursun... Aynaya vurursan yine kendine vurursun.
-
ور ببینی روی زشت آن هم توی ** ور ببینی عیسی و مریم توی
- Orada çirkin bir surat görürsen gördüğünde sensin... İsa ve Meryem’i görürsen yine gördüklerin senden ibarettir.
-
او نه اینست و نه آن او ساده است ** نقش تو در پیش تو بنهاده است
- O ne budur, ne o... her şeyden arı durudur... Yalnız senin önüne senin suretini kor.
-
چون رسید اینجا سخن لب در ببست ** چون رسید اینجا قلم درهم شکست
- Söz buraya gelince dudak yumuldu... Kalem buraya gelince kırıldı, durdu!
-
لب ببند ار چه فصاحت دست داد ** دم مزن والله اعلم بالرشاد 2145
- Fasahat el verdi ama dudağını yum, sus; Allah, doğruyu daha iyi bilir!