English    Türkçe    فارسی   

4
2138-2147

  • ای زده بر بی‌خودان تو ذوالفقار ** بر تن خود می‌زنی آن هوش دار
  • Ey kendinde olmayanlara Zülfikar vuran, aklını başına al, o Zülfikarı sen, kendi kendine vurmaktasın.
  • زانک بی‌خود فانی است و آمنست ** تا ابد در آمنی او ساکنست
  • Çünkü kendinden gecen fânidir, kurtulmuştur... Ebedi olarak emniyet bucağında oturur.
  • نقش او فانی و او شد آینه ** غیر نقش روی غیر آن جای نه 2140
  • Sureti fânidir; o bir ayna kesilmiştir... O aynada başkalarının yüzünden gayrı bir şey görünmez.
  • گر کنی تف سوی روی خود کنی ** ور زنی بر آینه بر خود زنی
  • Tuh der tükürürsen kendi yüzüne tükürmüş olursun... Aynaya vurursan yine kendine vurursun.
  • ور ببینی روی زشت آن هم توی ** ور ببینی عیسی و مریم توی
  • Orada çirkin bir surat görürsen gördüğünde sensin... İsa ve Meryem’i görürsen yine gördüklerin senden ibarettir.
  • او نه اینست و نه آن او ساده است ** نقش تو در پیش تو بنهاده است
  • O ne budur, ne o... her şeyden arı durudur... Yalnız senin önüne senin suretini kor.
  • چون رسید اینجا سخن لب در ببست ** چون رسید اینجا قلم درهم شکست
  • Söz buraya gelince dudak yumuldu... Kalem buraya gelince kırıldı, durdu!
  • لب ببند ار چه فصاحت دست داد ** دم مزن والله اعلم بالرشاد 2145
  • Fasahat el verdi ama dudağını yum, sus; Allah, doğruyu daha iyi bilir!
  • برکنار بامی ای مست مدام ** پست بنشین یا فرود آ والسلام
  • Ey daimi sarhoş, sen dam kenarındasın... Ya otur, ya aşağıya in vesselam!
  • هر زمانی که شدی تو کامران ** آن دم خوش را کنار بام دان
  • Ne vakit muradına erersen o hoş zaman dam kıyısına gelişindir, böyle bil bunu.