-
لب ببند ار چه فصاحت دست داد ** دم مزن والله اعلم بالرشاد 2145
- Fasahat el verdi ama dudağını yum, sus; Allah, doğruyu daha iyi bilir!
-
برکنار بامی ای مست مدام ** پست بنشین یا فرود آ والسلام
- Ey daimi sarhoş, sen dam kenarındasın... Ya otur, ya aşağıya in vesselam!
-
هر زمانی که شدی تو کامران ** آن دم خوش را کنار بام دان
- Ne vakit muradına erersen o hoş zaman dam kıyısına gelişindir, böyle bil bunu.
-
بر زمان خوش هراسان باش تو ** همچو گنجش خفیه کن نه فاش تو
- İyi zamanda kork... O zamanı define gibi sakla, açığa vurma.
-
تا نیاید بر ولا ناگه بلا ** ترس ترسان رو در آن مکمن هلا
- Açığa vurma da sevgiye ansızın bir bela gelip çatmasın... Kendine gel de o gizlilik yerinde korka korka yürü.
-
ترس جان در وقت شادی از زوال ** زان کنار بام غیبست ارتحال 2150
- Neşeli zamanda neşenin geçip gitmesinden korkarsın... İşte bu, gayp damından canın göçüp gitmesidir.
-
گر نمیبینی کنار بام راز ** روح میبیند که هستش اهتزاز
- Sır damının kenarını, sen görmüyorsun ruh görüyor da tir tir titriyor.
-
هر نکالی ناگهان کان آمدست ** بر کنار کنگرهی شادی بدست
- Ansızın gelip çatan her belâ, neşe damının korkuluğu kıyısında gelip çatmıştır.
-
جز کنار بام خود نبود سقوط ** اعتبار از قوم نوح و قوم لوط
- İnsan, damın kenarında olmadıkça düşmez Nuh ve Lût kavimlerine bak da ibret al.
-
بیان سبب فصاحت و بسیارگویی آن فضول به خدمت رسول علیهالسلام
- O boşboğazın Rasul aleyhisselâm huzurunda fasih söz söylemesinin ve çok konuşmasının sebebi
-
پرتو مستی بیحد نبی ** چون بزد هم مست و خوش گشت آن غبی
- Peygamber’in hadsiz sarhoşluğundan o aptala bir ışık vurmuş, onu neşelendirmiş, sarhoş etmişti.