من سگی کشتم تو مرسلزادگان ** صدهزاران طفل بیجرم و زیان
Ben bir köpek öldürdüm... Fakat sen peygamber oğullarını, yüz binlerce suçsuz, ziyansız çocukları öldürdün ya!
کشتهای و خونشان در گردنت ** تا چه آید بر تو زین خون خوردنت
Onları öldürdün; hepsinin kanı senin boynundadır... Bakalım hele, bu kan içmeden başına neler gelecek?
کشتهای ذریت یعقوب را ** بر امید قتل من مطلوب را
Yakup soyunu öldürdün... Maksadın da hep beni öldürmekti, bunu umuyor, bunu istiyordun sen!
کوری تو حق مرا خود برگزید ** سرنگون شد آنچ نفست میپزید2335
Allah, seni kör etti de beni seçti... Nefsinin pişirip kotardığı hile, baş aşağı geldi.
گفت اینها را بهل بیهیچ شک ** این بود حق من و نان و نمک
Firavun dedi ki: Bunları bırak hele... Şüphesiz benim hakkım, tuz ekmek hakkı buydu ha!
که مرا پیش حشر خواری کنی ** روز روشن بر دلم تاری کنی
Beni halkın önünde rezil rüsvay edesin... Aydın günü gönlüme karartasın... Sen de olan hakkıma karşılık yapacağın bu mu senin?
گفت خواری قیامت صعبتر ** گر نداری پاس من در خیر و شر
Musa, kıyamet gününün horluğu daha güçtür... Hayırda, şerde bana riayet etmezsen kıyamette halin bundan beter olur.
زخم کیکی را نمیتوانی کشید ** زخم ماری را تو چون خواهی چشید
Bir pirenin acısına tahammülün yok; yılanın acısına nasıl tahammül edeceksin?
ظاهرا کار تو ویران میکنم ** لیک خاری را گلستان میکنم2340
Görünüşte senin işini yıkıyorum ama bir dikeni gül bahçesi haline getiriyorum dedi.
بیان آنک عمارت در ویرانیست و جمعیت در پراکندگیست و درستی در شکستگیست و مراد در بیمرادیست و وجود در عدم است و علی هذا بقیة الاضداد والازواج
Yapılma yıkılmadadır; topluluk dağınıklıkta; düzeltme kırılmada… Murat muratsızlıktadır; varlık yoklukta. Her şey, buna benzer. Öbür zıtlar ve eşlerde hep bunlar gibidir.
آن یکی آمد زمین را میشکافت ** ابلهی فریاد کرد و بر نتافت
Birisi geldi yeri bellemeye, sürmeye başladı. Aptalın biri dayanamayıp feryat etti.