-
من به جادویان چه مانم ای جنب ** که ز جانم نور میگیرد کتب 2365
- A cenabet, benim nerem büyücülere benzer? Kitaplar, canımda nurlanır, ışıklanır.
-
چون تو با پر هوا بر میپری ** لاجرم بر من گمان آن میبری
- Fakat sen heva ve heves kanadı ile uçtuğun için benim hakkımda şüpheye düşüyorsun.
-
هر کرا افعال دام و دد بود ** بر کریمانش گمان بد بود
- Kim hilebazlarla canavarların işini işlerse elbette kerem sahipleri hakkında şüphelenir.
-
چون تو جزو عالمی هر چون بوی ** کل را بر وصف خود بینی سوی
- Sen, bir âlemin cüzüsün... Ne olursan ol, mutlaka o âlemin külünü kendi sıfatlarında görürsün sen, azgın herif!
-
گر تو برگردی و بر گردد سرت ** خانه را گردنده بیند منظرت
- Döndün de başın döndü mü gözüne ev de dönüyor görünür.
-
ور تو در کشتی روی بر یم روان ** ساحل یم را همی بینی دوان 2370
- Gemiye binersin; gemi hareket etti mi deniz kıyısını yürüyor görürsün!
-
گر تو باشی تنگدل از ملحمه ** تنگ بینی جمله دنیا را همه
- Bir savaştan, bir çekişten canın daralırsa bütün dünyayı dar görürsün!
-
ور تو خوش باشی به کام دوستان ** این جهان بنمایدت چون گلستان
- Dostların dilediği gibi hoşluğa erersen, gönlün hoş olursa bu âlem, sana gül bahçesi görünür.
-
ای بسا کس رفته تا شام و عراق ** او ندیده هیچ جز کفر و نفاق
- Nice kişiler, ta Şam' a Irak' a kadar gittiler de oralarda kâfirlikten, münafıklıktan başka bir şey görmediler.
-
وی بسا کس رفته تا هند و هری ** او ندیده جز مگر بیع و شری
- Nice kişiler, ta Hint ülkesine, Herat şehrine dek vardılar da oralarda alış verişten başka bir şey bulamadılar!