-
ور نداری بو در آرش در سخن ** از حدیث نو بدان راز کهن
- Kokusunu da alamadıysan onu konuştur; yeni sözden eski sırrı anla!
-
پس بگوید تونیی صاحب ذهب ** بیست سله چرک بردم تا به شب
- Altın babası külhancı der ki: Bugün akşama kadar tam yirmi küfe tezek taşıdım.
-
حرص تو چون آتشست اندر جهان ** باز کرده هر زبانه صد دهان
- Bunun gibi senin hırsın da, bu dünyada ateşe benzer... Her alevi, yüzlerce ağız açmıştır!
-
پیش عقل این زر چو سرگین ناخوشست ** گرچه چون سرگین فروغ آتشست 250
- 250.Gerçi tezek, ateşi alevler, kuvvetlendirir ama akla göre bu altın, hiç de hoşa gitmeyen fışkıdır, tezektir.
-
آفتابی که دم از آتش زند ** چرک تر را لایق آتش کند
- Ateşten dem vuran güneş, yaş fışkıyı ateşe atılmaya değer bir hale getirir.
-
آفتاب آن سنگ را هم کرد زر ** تا بتون حرص افتد صد شرر
- İşte bunun gibi hırs külhanı yüzlerce kıvılcımla kıvılcımlansın, alevlensin diye o taşı altın haline getiren de yine güneştir.
-
آنک گوید مال گرد آوردهام ** چیست یعنی چرک چندین بردهام
- Mal topladım diyen ne diyor yani? Bu kadar fışkı, bu kadar tezek getirdim diyor!
-
این سخن گرچه که رسواییفزاست ** در میان تونیان زین فخرهاست
- Bu söz, rezilliği arttıran bir sözdür ama külhandakiler, aralarında bununla övünürler!
-
که تو شش سله کشیدی تا به شب ** من کشیدم بیست سله بی کرب 255
- Sen akşama kadar altı küfe tezek getirdin... Hâlbuki ben, hiç zahmet çekmeden tamam yirmi küfe tezek taşıdım, derler.
-
آنک در تون زاد و پاکی را ندید ** بوی مشک آرد برو رنجی پدید
- Külhanda doğup temizlik nedir görmeyen kişiye mis koklatsın incinir, hasta olur!
-
قصهی آن دباغ کی در بازار عطاران از بوی عطر و مشک بیهوش و رنجور شد
- Güzel koku satanların pazarında güzel kokularla mis kokusundan bayılan ve hasta düşen derici