-
توبه را از جانب مغرب دری ** باز باشد تا قیامت بر وری
- Tövbenin batı tarafında bir kapısı vardır, kıyamete kadar açıktır.
-
تا ز مغرب بر زند سر آفتاب ** باز باشد آن در از وی رو متاب 2505
- O kapı, güneş batıdan doğuncaya dek açık kalacaktır, o kapıdan yüz çevirme!
-
هست جنت را ز رحمت هشت در ** یک در توبهست زان هشت ای پسر
- Cennetin Allah rahmetiyle sekiz tane kapısı var... Oğul, o sekiz kapıdan biri de tövbe kapısıdır.
-
آن همه گه باز باشد گه فراز ** وآن در توبه نباشد جز که باز
- Öbürlerinin hepsi de bazen açılır, bozan kapanır. Fakat tövbe kapısı hep açıktır.
-
هین غنیمت دار در بازست زود ** رخت آنجا کش به کوری حسود
- Bunu ganimet bil. Kapı açık, kasetçinin körlüğüne rağmen derhal pılını pırtını oraya çek!
-
گفتن موسی علیهالسلام فرعون را کی از من یک پند قبول کن و چهار فضیلت عوض بستان
- Musa aleyhîsselâm'ın Firavun'a "Benden bir öğüt kabul et, karşılık olarak dört fazilet kazan" demesi.
-
هین ز من بپذیر یک چیز و بیار ** پس ز من بستان عوض آن را چهار
- Kendine gel de benden bir öğüt kabul et, karşılık olarak dört şey al!
-
گفت ای موسی کدامست آن یکی ** شرح کن با من از آن یک اندکی 2510
- Firavun, o bir öğüt, hangi öğüt? O tek öğüdü bana birazcık anlat dedi.
-
گفت آن یک که بگویی آشکار ** که خدایی نیست غیر کردگار
- Musa dedi ki: O tek öğüt şu: Apaçık söyle, deki Allah tektir, ondan başka tapacak yoktur!
-
خالق افلاک و انجم بر علا ** مردم و دیو و پری و مرغ را
- Göklerin, yıldızların, insanlarla şeytanların cin ve perilerin, kuşların yüce yaratıcısıdır.
-
خالق دریا و دشت و کوه و تیه ** ملکت او بیحد و او بیشبیه
- Denizin, ovanın, dağın, çölün yaratıcısı odur... Ülkenin sının yoktur, kendisinin benzeri yoktur!