هیچ میدانی چه وعدهست و چه داد ** میکند ابلیس را حق افتقاد
Hiç bildin mi, ne vaattir bu, ne lütuf tur? Hak, İblis' i arayıp soruyor âdeta!
چون بدین لطف آن کریمت باز خواند ** ای عجب چون زهرهات بر جای ماند2605
O kerem sahibi, seni böyle bir lütfa, böyle bir ihsana çağırdı da nasıl tahammül ettin? Şaşılacak şey
زهرهات ندرید تا زان زهرهات ** بودی اندر هر دو عالم بهرهات
Nasıl yüreğini eritmedi bu? Eritseydi iki cihandan da nasip alırdın!
زهرهای کز بهرهی حق بر درد ** چون شهیدان از دو عالم بر خورد
Adamın yüreği Allah için erirse şehitler gibi iki âlemde de lütfa, ihsana mazhar olur.
غافلی هم حکمتست و این عمی ** تا بماند لیک تا این حد چرا
Gafillik de hikmettir, bu kör oluşun da bir hikmeti var, var ama neden bu dereceye kadar olsun?
غافلی هم حکمتست و نعمتست ** تا نپرد زود سرمایه ز دست
Sermayenin çabucak elden uçamaması için gafillik, hem hikmettir, hem nimet!
لیک نی چندانک ناسوری شود ** زهر جان و عقل رنجوری شود2610
Fakat unulmaz bir yara haline gelmemeli... Aklın ve canın zehri olmamalı, adama eziyet vermemeli!
خود کی یابد این چنین بازار را ** که به یک گل میخری گلزار را
Kim böyle bir alışverişi edebilir? Bir gülle gül bahçesini satın alıyorsun!
دانهای را صد درختستان عوض ** حبهای را آمدت صد کان عوض
Bir taneye karşılık yüzlerce ağaçlık, bir habbeye karşılık yüzlerce maden!
کان لله دادن آن حبه است ** تا که کانالله له آید به دست
Kim her şeyi Allah için yapar, Allah' ya karşı ihlâs sahibi olursa demek, o taneyi vermektir... bu suretle de "Allah da onun olur, her dilediğini verir" sözünün hakikati elde edilir.