English    Türkçe    فارسی   

4
2733-2742

  • خسروا اول مرا گردن بزن ** تا نبیند این مذلت چشم من
  • Padişahım, önce benim boynumu vur da bu alçalmayı gözlerim görmesin!
  • خود نبودست و مبادا این چنین ** که زمین گردون شود گردون زمین
  • Böyle bir şey olmamıştır ya, fakat olmasın da! Yer, gök olacak, gökyüzü yer ha!
  • بندگان‌مان خواجه‌تاش ما شوند ** بی‌دلان‌مان دلخراش ما شوند 2735
  • Kullarımız, bizimle kapı yoldaşı olacaklar, esirlerimiz, gönüllerimizi yaralayacak, öyle mi?
  • چشم‌روشن دشمنان و دوست کور ** گشت ما را پس گلستان قعر گور
  • Düşmanların gözleri aydın olacak da dost körleşecek. Sonra da bize mezarın dibi, gül bahçesi kesilecek ha!
  • تزییف سخن هامان علیه‌اللعنه
  • Allah lanet etsin, Haman'ın sözlerinin bayağılığı
  • دوست از دشمن همی نشناخت او ** نرد را کورانه کژ می‌باخت او
  • Hamam, dostla düşmanı tanımıyor, tavlayı körcesine ters oynuyordu.
  • دشمن تو جز تو نبود این لعین ** بی‌گناهان را مگو دشمن به کین
  • A melun, senin düşmanın senden başkası değil., kinine uyup da suçsuzlara düşman deme!
  • پیش تو این حالت بد دولتست ** که دوادو اول و آخر لتست
  • Sence bu körü hal devlettir... Yani evveli "Dev-koş", sonu da "Let- dayak ye!"
  • گر ازین دولت نتازی خز خزان ** این بهارت را همی آید خزان 2740
  • Bu devletten sürüne sürtüne kaçmazsan şu baharın daima güz olur gider!
  • مشرق و مغرب چو تو بس دیده‌اند ** که سر ایشان ز تن ببریده‌اند
  • Doğu ve batı, senin gibi niceleri görmüştür, sonunda hepsinin de başı, bedeninden kesilmiş gitmiştir!
  • مشرق و مغرب که نبود بر قرار ** چون کنند آخر کسی را پایدار
  • Doğuyla batının bile kararı yokken nasıl olur da bir adamı ebedî edebilirler?