English    Türkçe    فارسی   

4
2890-2899

  • این نهادند بهر آن لعب نهان ** وان برای آن و آن بهر فلان 2890
  • Bu oyunu, o gizli oyunu oynamak için, onu da diğer bir oyun için... nihayet o oyunu da bir başka oyun için oynarlar.
  • هم‌چنین دیده جهات اندر جهات ** در پی هم تا رسی در برد و مات
  • Gözünü böylece etraftan ileriye çevir de ta karşındakini mat edip oyunu kazanıncaya dek ne oyunlar oynayacaksan hepsini gör.
  • اول از بهر دوم باشد چنان ** که شدن بر پایه‌های نردبان
  • Merdiven basamaklarına çıkmak için önce birincisine, sonra ikincisine basmak lazım.
  • و آن دوم بهر سوم می‌دان تمام ** تا رسی تو پایه پایه تا به بام
  • İkincisi de bil ki üçüncüsüne çıkmak için kurulmuştur... böyle, böyle merdivenin son basamağına çıkar dama varırsın.
  • شهوت خوردن ز بهر آن منی ** آن منی از بهر نسل و روشنی
  • Yemek meni içindir... meni de soy sop üretmek, gönlü gözü aydınlatmak içindir.
  • کندبینش می‌نبیند غیر این ** عقل او بی‌سیر چون نبت زمین 2895
  • Fakat kısa görüşlü adam, ilk işten başka bir şey görmez... aklı yerde yetişen otlara benzer, yere mahkûmdur, gezmez dolaşamaz.
  • نبت را چه خوانده چه ناخوانده ** هست پای او به گل در مانده
  • Otu, ha çağırmışsın,ha çağırmamışsın... ayağı toprağa kakılmış kalmıştır.
  • گر سرش جنبد پیر باد رو ** تو به سر جنبانیش غره مشو
  • Rüzgarın tesiri ile başını sallasa da baş sallanmasına aldanma.
  • آن سرش گوید سمعنا ای صبا ** پای او گوید عصینا خلنا
  • Başı, ey seher yeli, duyduk, peki der ama ayağı isyan ediyoruz bırak bizi der.
  • چون ندارد سیر می‌راند چون عام ** بر توکل می‌نهد چون کور گام
  • Kısa görüşlüde gezip dolaşmayı bilmediğinden aşağılık kişiler gibi sürünüp gider... körler gibi Tanrıya dayanıp adım atar.