-
لیک چون رنجی دهد بدبخت را ** او گریزاند به کفران رخت را 2915
- Fakat talihsize bir zahmet erdi mi o pılısını pırtısını toplar, küfür ve isyan semtine çeker.
-
نیکبختی را چو حق رنجی دهد ** رخت را نزدیکتر وا مینهد
- Talihli birisine bir zahmet verdi mi o, pılısını pırtısını daha yakına çeker getirir.
-
بددلان از بیم جان در کارزار ** کرده اسباب هزیمت اختیار
- Kötü yürekliler, korkularından savaşta kaçma sebeplerini ele alırlar, onlara yapışırlar.
-
پردلان در جنگ هم از بیم جان ** حمله کرده سوی صف دشمنان
- Cesur erlerse yine can korkusundan düşman saflarına hücum ederler.
-
رستمان را ترس و غم وا پیش برد ** هم ز ترس آن بددل اندر خویش مرد
- Korku ve tasa Rüstem’leri ileri götürür... o kötü yürekli korkaksa korkusundan olduğu yerde ölür gider.
-
چون محک آمد بلا و بیم جان ** زان پدید آید شجاع از هر جبان 2920
- Belâ ve can korkusu mihenktir... onun içindir yiğitler, tehlike anında korkaklardan ayırt edilirler.
-
وحی کردن حق به موسی علیهالسلام کی ای موسی من کی خالقم تعالی ترا دوست میدارم
- Tanrı’nın Musa Aleyhisselâm’a”Ey Musa,ben yaratıcı Tanrı,seni seviyorum”diye vahyetmesi
-
گفت موسی را به وحی دل خدا ** کای گزیده دوست میدارم ترا
- Tanrı Musa’nın gönlüne vahyetti: “Ey seçilmiş kişi ben seni seviyorum.”
-
گفت چه خصلت بود ای ذوالکرم ** موجب آن تا من آن افزون کنم
- Musa ey kerem sahibi dedi: sebebini söyle de neyse onu arttırayım.
-
گفت چون طفلی به پیش والده ** وقت قهرش دست هم در وی زده
- Tanrı dedi ki: Çocuk,anası kendisine kızsa bile yine anasına sarılır!
-
خود نداند که جز او دیار هست ** هم ازو مخمور هم از اوست مست
- Ondan başka birisinin varlığını bile bilmez... ondan mahmurdur, ondan sarhoş.