-
چون نهاد از آب و گل بر سر کلاه ** گشت آن اسمای جانی روسیاه
- Âdem başına sudan,topraktan bir külâh koyunca o cana ait adların yüzü karardı.
-
که نقاب حرف و دم در خود کشید ** تا شود بر آب و گل معنی پدید
- Suyla topraktan mâna zuhur etsin diye cana ait adlar, harf ve nefes nikabiyle yüzlerini örttüler.
-
گرچه از یک وجه منطق کاشف است ** لیک از ده وجه پرده و مکنف است
- Söz, gerçi bir bakımdan mânayı açar ama on bakımdan da örter, gizler!
-
گفتن خلیل مر جبرئیل را علیهماالسلام چون پرسیدش کی الک حاجة خلیل جوابش داد کی اما الیک فلا
- Halil’e Cebrail aleyhisselâm’ın “Hacetin var mı? Diye sorması,onun da “Var..var ama senden değil“ diye cevap vermesi
-
من خلیل وقتم و او جبرئیل ** من نخواهم در بلا او را دلیل
- Ben, zamanın Halil’iyim, o da Cebrail’dir. Bela çağında onun kılavuzluğunu istemem ben!
-
او ادب ناموخت از جبریل راد ** که بپرسید از خیل حق مراد 2975
- O, Halil’e şefaat eden Cebrail’den edep öğrenmedi mi ki? Cebrail Tanrı Halil’ine
-
که مرادت هست تا یاری کنم ** ورنه بگریزم سبکباری کنم
- “Muradın var mı? Söyle de yardım edeyim... yoksa derhal çekip gideyim”... deyince
-
گفت ابراهیم نی رو از میان ** واسطه زحمت بود بعد العیان
- İbrahim, “hayır... sen aradan çık. Hakikat meydana çıktıktan sonra vasıta zahmettir” dedi.
-
بهر این دنیاست مرسل رابطه ** مومنان را زانک هست او واسطه
- Peygamber bu dünya için kulları Tanrıya ulaştıran bir bağdır. Çünkü o müminlerle Tanrı arasında bir vasıtadır.
-
هر دل ار سامع بدی وحی نهان ** حرف و صوتی کی بدی اندر جهان
- Fakat her gönül, gizli vahyi duyup işitseydi âlemde harf ve sese ne lüzum kalırdı?
-
گرچه او محو حقست و بیسرست ** لیک کار من از آن نازکترست 2980
- Gerçi o, Tanrıdan mahvolmuştur, başsızdır... fakat benim işim ondan da ince!