چون نزد بر وی نثار رش نور ** او همه جسمست بیدل چون قشور
Ona nur saçısı isabet etmemiştir... O, tamamı ile cisimden ibarettir, kabuk gibi içsiz, gönülsüzdür o!
ور ز رش نور حق قسمیش داد ** همچو رسم مصر سرگین مرغزاد
Hak nuru saçısından nasibi varsa, bu nur, ona da değmişse pisliğe düşse bile Mısır’da olduğu gibi o pislik içine gömülen yumurtadan bir kuş meydana gelir!
لیک نه مرغ خسیس خانگی ** بلک مرغ دانش و فرزانگی300
300.Fakat meydana gelen kuş, evde beslenen pis tavuk cinsinden değildir, bilgi ve anlayış kuşudur.
تو بدان مانی کز آن نوری تهی ** زآنک بینی بر پلیدی مینهی
Sen de nurdan nasipsize benziyorsun; çünkü burnunu pisliğe sokmadasın!
از فراقت زرد شد رخسار و رو ** برگ زردی میوهی ناپخته تو
Ayrılığından yüzün, benzin sarardı ama sarı bir yapraksın, olmamış bir meyvesin!
دیگ ز آتش شد سیاه و دودفام ** گوشت از سختی چنین ماندست خام
Çömlek, ateşten, isten simsiyah oldu, is rengini aldı; fakat et, kartlığından öylece duruyor, hiç pişmemiş!
هشت سالت جوش دادم در فراق ** کم نشد یک ذره خامیت و نفاق
Seni tam sekiz yıl ayrılık ateşiyle kaynattım ama hamlığın, münafıklığın, bir zerre bile eksilmemiş!
غورهی تو سنگ بسته کز سقام ** غورهها اکنون مویزند و تو خام305
Hastalıktan donmuş kalmış koruksun sen... Hâlbuki koruklar, şimdi kuru üzüm haline geldi, sense hala hamsın!”
عذر خواستن آن عاشق از گناه خویش به تلبیس و روی پوش و فهم کردن معشوق آن را نیز
Âşığın hileye sapıp suçuna özür getirmesi ve niyetini gizlemeye savaşması, sevgilinin, bu hileyi de anlaması
گفت عاشق امتحان کردم مگیر ** تا ببینم تو حریفی یا ستیر
Âşık dedi ki: “Kusuruma bakma... Bakayım, bana uyacak mısın, yoksa namuslu musun diye seni sınadım.
من همی دانستمت بیامتحان ** لیک کی باشد خبر همچون عیان
Senin namuslu olduğunu sınamadan da biliyordum ama haber alma, gözle görmeye benzer mi ya?