-
هر که پایانبینتر او مسعودتر ** جدتر او کارد که افزون دید بر
- Kim, sonu daha fazla görürse daha kutludur... daha ciddiyetle işe sarılır, ekin eker de daha fazla meyve toplar.
-
زانک داند کین جهان کاشتن ** هست بهر محشر و برداشتن
- Çünkü bilir ki bu ekim dünyası, mahşere hazırlanmak, ahirette burada ektiğini toplamak, devşirmek için yaratılmıştır.
-
هیچ عقدی بهر عین خود نبود ** بلک از بهر مقام ربح و سود 2990
- Hiçbir bağlantı yoktur ki yalnız o bağ için bağlansın... o bağlantı, bir ticaret elde etmek, bir kâr kazanmak içindir.
-
هیچ نبود منکری گر بنگری ** منکریاش بهر عین منکری
- Dikkat edersen görürsün ki hiçbir münkirin inkârı, sırf inkâr için değildir...
-
بل برای قهر خصم اندر حسد ** یا فزونی جستن و اظهار خود
- Hasedinden düşmanı kahretmek, yahut üstün olmayı dilemek, kendini göstermek içindir.
-
وآن فزونی هم پی طمع دگر ** بیمعانی چاشنی ندهد صور
- O üstünlük isteği de başka bir tamahladır... hâsılı mânalar olmadıkça suretlerin bir lezzeti olamaz!
-
زان همیپرسی چرا این میکنی ** که صور زیتست و معنی روشنی
- İşte onun için “Neden bunu yapıyorsun?” diye sorarsın... çünkü suretler zeytin yağıdır mâna ışık.
-
ورنه این گفتن چرا از بهر چیست ** چونک صورت بهر عین صورتیست 2995
- Değilse bu “Neden” sözü neden? Çünkü suret, ancak o suret için olsaydı “Neden bunu yapıyorsun?” diye sormazdın ki!
-
این چرا گفتن سال از فایدهست ** جز برای این چرا گفتن بدست
- Bu “Neden” diye sormak, bir şey öğrenmek içindir... bundan başka bir suretle neden diye sormak kötüdür.
-
از چه رو فایدهی جویی ای امین ** چون بود فایده این خود همین
- Ey emin adam, bunun faydası, sırrı bundan ibaretse neden hikmetini arıyorsun ya!