English    Türkçe    فارسی   

4
2995-3004

  • ورنه این گفتن چرا از بهر چیست ** چونک صورت بهر عین صورتیست 2995
  • Değilse bu “Neden” sözü neden? Çünkü suret, ancak o suret için olsaydı “Neden bunu yapıyorsun?” diye sormazdın ki!
  • این چرا گفتن سال از فایده‌ست ** جز برای این چرا گفتن بدست
  • Bu “Neden” diye sormak, bir şey öğrenmek içindir... bundan başka bir suretle neden diye sormak kötüdür.
  • از چه رو فایده‌ی جویی ای امین ** چون بود فایده این خود همین
  • Ey emin adam, bunun faydası, sırrı bundan ibaretse neden hikmetini arıyorsun ya!
  • پس نقوش آسمان و اهل زمین ** نیست حکمت کان بود بهر همین
  • Göğün ve yer ehlinin suretleri, ancak bu suretler için yaratılmışsa bunda bir hikmet yoktur ki!
  • گر حکیمی نیست این ترتیب چیست ** ور حکیمی هست چون فعلش تهیست
  • Bir hikmet sahibi yoksa bu tertip nedir... bir hikmet sahibi varsa işi nasıl boş ve abes olabilir?
  • کس نسازد نقش گرمابه و خضاب ** جز پی قصد صواب و ناصواب 3000
  • Doğru, yanlış, bir şey düşünmeksizin ne kimse hamama bir resim yapar, ne bir yeri boyar!
  • مطالبه کردن موسی علیه‌السلام حضرت را کی خلقت خلقا اهلکتهم و جواب آمدن
  • Musa aleyhisselâm’ın Tanrı’ya “Neden halkı yarattın,sonrada onları helak adiyorsun?” diye sorması ve Tanrı’nın cevabı
  • گفت موسی ای خداوند حساب ** نقش کردی باز چون کردی خراب
  • Musa dedi ki: Ey soru hesap gününün sahibi Tanrı, yapıp düzdün, neden yine bozar yıkarsın?
  • نر و ماده نقش کردی جان‌فزا ** وانگهان ویران کنی این را چرا
  • Cana, canlar katan erler, dişiler yaratırsın... sonra bunları yıkar, mahvedersin; neden?
  • گفت حق دانم که این پرسش ترا ** نیست از انکار و غفلت وز هوا
  • Tanrı dedi ki: Bu suali inkâr yüzünden, yahut gafletle ve nefsine uyarak sormuyorsun, biliyorum.
  • ورنه تادیب و عتابت کردمی ** بهر این پرسش ترا آزردمی
  • Yoksa hoş görmez, gazap eder, bu soru yüzünden seni incitirdim.