-
خفته باشی بر لب جو خشکلب ** میدوی سوی سراب اندر طلب
- Dere kıyısında dudakların kupkuru... yatar uyursun; su aramak içinde seraba doğru koşup gidersin!
-
دور میبینی سراب و میدوی ** عاشق آن بینش خود میشوی
- Uzaklarda serabı görür ona koşar... görüşüne âşık olur,
-
میزنی در خواب با یاران تو لاف ** که منم بینادل و پردهشکاف 3230
- Uykuda arkadaşlarına gönlü gözü açık olan benim, perdeleri deler, her şeyi görürüm ben...
-
نک بدان سو آب دیدم هین شتاب ** تا رویم آنجا و آن باشد سراب
- İşte bak, şimdi de o tarafta su gördüm... hadi, koşalım, oraya varalım diye atar tutarsın... halbuki o gördüğün seraptır senin.
-
هر قدم زین آب تازی دورتر ** دو دوان سوی سراب با غرر
- Her adımda bu güzelim sudan biraz daha uzaklaşırsın... koşa, koşa seni aldatan o seraba gûya yaklaşır, fakat hakiki sudan uzak düşersin.
-
عین آن عزمت حجاب این شده ** که به تو پیوسته است و آمده
- Azmin, bu sana gelmiş, akmış ulaşmış olan hakiki suya tam bir perde!
-
بس کسا عزمی به جایی میکند ** از مقامی کان غرض در وی بود
- Nice kişiler vardır ki ulaşmak istedikleri yerden hareket eder oraya varmak için yola düşerler.
-
دید و لاف خفته میناید به کار ** جز خیالی نیست دست از وی بدار 3235
- Uyuyan kişinin ne gördüğü şey işe yarar, ne söylediği lâf! Gördüğü şey de söylediği söz de bir hayalden başka bir şey değildir, ondan elini çek.
-
خوابناکی لیک هم بر راه خسپ ** الله الله بر ره الله خسپ
- Uykun gelmişse yolda uyu... Tanrı hakkı için, ancak Tanrı yolunda yat.
-
تا بود که سالکی بر تو زند ** از خیالات نعاست بر کند
- Olur ya, belki bir yolcu, rastlar da seni hayallerden, uykudan kurtarır.