English    Türkçe    فارسی   

4
3347-3356

  • گر ازین سایه روی سوی منی ** زود طاغی گردی و ره گم کنی
  • Bu gölgeyi bırakır da benlik tarafına gidersen çabucak asi olur, azar, yolunu kaybeder gidersin!
  • بیان آنک یا ایها الذین آمنوا لا تقدموا بین یدی الله و رسوله چون نبی نیستی ز امت باش چونک سلطان نه‌ای رعیت باش پس رو خاموش باش از خود زحمتی و رایی متراش
  • “Ey inanlar,Tanrı ve rasulü hükmetmeden önce bir işe hükmetmeyin,kesip atmayın”âyeti.Peygamber değilsen ümmet ol..Padişah değilsen tebaa ol!
  • پس برو خاموش باش از انقیاد ** زیر ظل امر شیخ و اوستاد
  • Şu halde yürü şeyhin, emrinin gölgesi altına git; sus emre uy!
  • ورنه گر چه مستعد و قابلی ** مسخ گردی تو ز لاف کاملی
  • Böyle yapmadın mı istidat ve kabiliyet sahibi bile olsan kâmilik davasına kalkıştığından değişir, çarpılır, istidat ve kabiliyetini kaybedersin!
  • هم ز استعداد وا مانی اگر ** سر کشی ز استاد راز و با خبر 3350
  • Sır bilen ve haberdar olan üstada serkeşlik edersen istidattan da olursun!
  • صبر کن در موزه دوزی تو هنوز ** ور بوی بی‌صبر گردی پاره‌دوز
  • Şimdilik ayakkabı dikiciliğine razı ol, sabret... yoksa sabretmezsen yamacı, eskici olur kalırsın!
  • کهنه‌دوزان گر بدیشان صبر و حلم ** جمله نودوزان شدندی هم به علم
  • Eskicilerde sabır ve hilm olsaydı hepsi de öğrenir, yeni ayakkabı diker, ayakkabıcı olurlardı.
  • بس بکوشی و بخر از کلال ** هم تو گویی خویش کالعقل عقال
  • Çok çalışır, çok didinirsen nihayet usanır da sen kendin, akıl bir bağmış meğerse dersin!
  • هم‌چو آن مرد مفلسف روز مرگ ** عقل را می‌دید بس بی‌بال و برگ
  • Felsefeye kapılan adam gibi hani... o da ölüm gününde aklı, kolsuz kanatsız gördü de,
  • بی‌غرض می‌کرد آن دم اعتراف ** کز ذکاوت راندیم اسپ از گزاف 3355
  • Kararsızca itiraf etti o zaman... dedi ki: Zeka ile atımızı saçma ve asılsız yerlere sürdük!
  • از غروری سر کشیدیم از رجال ** آشنا کردیم در بحر خیال
  • Gururlandık aldandık da erlerden baş çektik... hayal denizinde yüzdük durduk.