-
صبر کن در موزه دوزی تو هنوز ** ور بوی بیصبر گردی پارهدوز
- Şimdilik ayakkabı dikiciliğine razı ol, sabret... yoksa sabretmezsen yamacı, eskici olur kalırsın!
-
کهنهدوزان گر بدیشان صبر و حلم ** جمله نودوزان شدندی هم به علم
- Eskicilerde sabır ve hilm olsaydı hepsi de öğrenir, yeni ayakkabı diker, ayakkabıcı olurlardı.
-
بس بکوشی و بخر از کلال ** هم تو گویی خویش کالعقل عقال
- Çok çalışır, çok didinirsen nihayet usanır da sen kendin, akıl bir bağmış meğerse dersin!
-
همچو آن مرد مفلسف روز مرگ ** عقل را میدید بس بیبال و برگ
- Felsefeye kapılan adam gibi hani... o da ölüm gününde aklı, kolsuz kanatsız gördü de,
-
بیغرض میکرد آن دم اعتراف ** کز ذکاوت راندیم اسپ از گزاف 3355
- Kararsızca itiraf etti o zaman... dedi ki: Zeka ile atımızı saçma ve asılsız yerlere sürdük!
-
از غروری سر کشیدیم از رجال ** آشنا کردیم در بحر خیال
- Gururlandık aldandık da erlerden baş çektik... hayal denizinde yüzdük durduk.
-
آشنا هیچست اندر بحر روح ** نیست اینجا چاره جز کشتی نوح
- Halbuki ruh dininizde yüzgeçlik hiçmiş... burada Nuh’un gemisine girmekten başka bir çare yokmuş.
-
این چنین فرمود این شاه رسل ** که منم کشتی درین دریای کل
- O peygamberler padişahı da böyle buyurdu: Bu kül denizinde, bu okyanusta gemi benim!
-
یا کسی کو در بصیرتهای من ** شد خلیفهی راستی بر جای من
- Yahut da benim can gözüme varis olan, doğrulukta benim yerime geçen halifemdir.
-
کشتی نوحیم در دریا که تا ** رو نگردانی ز کشتی ای فتی 3360
- Yiğit, gemiden yüz döndürmemem gerek... işte biz, denizdeki Nuh gemisiyiz!