-
همچو کنعان سوی هر کوهی مرو ** از نبی لا عاصم الیوم شنو
- Kenan gibi her dağa gitme... Kuran’dan “Bu gün kurtuluş yoktur “ayetini duy!
-
مینماید پست این کشتی ز بند ** مینماید کوه فکرت بس بلند
- Gözün bağlı da bu gemi, onun için sana aşağı, düşünce dağın da pek yüksek görünmede!
-
پست منگر هان و هان این پست را ** بنگر آن فضل حق پیوست را
- Aman ha aman bu alçacık gemiye hor bakma... Tanrının buna gelip duran ihsanına bak.
-
در علو کوه فکرت کم نگر ** که یکی موجش کند زیر و زبر
- Düşünce dağının yüceliğine de pek bakma... çünkü onu bir dalga altüst ediverir!
-
گر تو کنعانی نداری باورم ** گر دو صد چندین نصیحت پرورم 3365
- Eğer Kenan’san, sana bunun gibi iki yüz nasihat versem yine bana inanmazsın!
-
گوش کنعان کی پذیرد این کلام ** که برو مهر خدایست و ختام
- Bu sözü Kenan’ın kulağı nereden kabul edecek? Onu Tanrı mühürlemiş gitmiş.
-
کی گذارد موعظه بر مهر حق ** کی بگرداند حدث حکم سبق
- Tanrının mühürlediği kulağa öğüt mü girer? Sonradan olan şey, ezeli hükmü nasıl değiştirir?
-
لیک میگویم حدیث خوشپیی ** بر امید آنک تو کنعان نهای
- Fakat Kenan değilsin ümidi ile yine sana bir hoş söz söyleyeyim:
-
آخر این اقرار خواهی کرد هین ** هم ز اول روز آخر را ببین
- Nihayet bunu ikrar edeceksin, bari kendine gel de ilk güne bak, son günü gör!
-
میتوانی دید آخر را مکن ** چشم آخربینت را کور کهن 3370
- Son günü görebilirsin sen... yalnız sonu gören gözünü yıpratma, kör etme.