-
اشتری را دید روزی استری ** چونک با او جمع شد در آخری
- Katırın biri bir gün bir deveyle buluştu... ikisi de bir ahıra düştüler.
-
گفت من بسیار میافتم برو ** در گریوه و راه و در بازار و کو
- Katır dedi ki: “Ben tepede, düzde, pazarda, köyde çok düşüyorum.
-
خاصه از بالای که تا زیر کوه ** در سر آیم هر زمانی از شکوه
- Hele dağ terekesinden aşağı inerken her zaman korkumdan tepe taklak kapanırım.
-
کم همیافتی تو در رو بهر چیست ** یا مگر خود جان پاکت دولتیست 3380
- Sense yüz üstü pek az düşersin... bu neden? Yoksa senin arı canın devletlik mi ki?
-
در سر آیم هر دم و زانو زنم ** پوز و زانو زان خطا پر خون کنم
- Ben her an tepesi üstü düşer, dizimi vurur, yüzümü, dizimi kanlara bularım!
-
کژ شود پالان و رختم بر سرم ** وز مکاری هر زمان زخمی خورم
- Palanım, yüküm baş aşağı olur; kiracıdan da daima dayak yerim.
-
همچو کم عقلی که از عقل تباه ** بشکند توبه بهر دم در گناه
- Hani az akıllı adam gibi... o da aklının kıtlığından günahından tövbe eder... her an da tövbesini bozar.
-
مسخرهی ابلیس گردد در زمن ** از ضعیفی رای آن توبهشکن
- O tövbe bozan reyindeki, azmindeki gevşekliğinin yüzünden zamanede İblise maskara olur.
-
در سر آید هر زمان چون اسپ لنگ ** که بود بارش گران و راه سنگ 3385
- Her an yükü ağır olan ve taşlık yolda gitmeye savaşan topal beygir gibi tepesi üstüne düşer.
-
میخورد از غیب بر سر زخم او ** از شکست توبه آن ادبارخو
- O ters huylu, tövbesini bozduğu için kafasına gaybtan tokatlar yer durur.