-
بهر این مقدار آتش شاندن ** آب پاک و بول یکسان شدن به فن
- Bu kadar bir ateşi söndürmede akılca duru ve temiz su da birdir, sidik de!
-
آتش وسواس را این بول و آب ** هر دو بنشانند همچون وقت خواب
- Vesvese ateşini, su da sidik de... her ikisi de uykunun, dert ve gussa ateşini söndürmesi gibi söndürür.
-
لیک گر واقف شوی زین آب پاک ** که کلام ایزدست و روحناک 3470
- Fakat Tanrının ruhlu sözü olan bu temiz suyun,
-
نیست گردد وسوسه کلی ز جان ** دل بیابد ره به سوی گلستان
- Candan bütün vesveseleri tamamı ile giderdiğini bilsen gönül, gül bahçesinin yolunu bulur, o bahçeye varır.
-
زانک در باغی و در جویی پرد ** هر که از سر صحف بویی برد
- Çünkü Tanrı kitaplarının sırrından bir koku alan, bağlarda, dere kıyılarında uçar durur.
-
یا تو پنداری که روی اولیا ** آنچنان که هست میبینیم ما
- Sen yoksa velilerin yüzünü de bizim gördüğümüz gibi midir sanırsın?
-
در تعجب مانده پیغامبر از آن ** چون نمیبینند رویم مومنان
- Peygamber bile müminler nasıl oluyor da benim yüzümü göremiyorlar diye hayrette kaldı.
-
چون نمیبینند نور روم خلق ** که سبق بردست بر خورشید شرق 3475
- Halk, nasıl oluyor da yüzümün nurunu görmüyorlar? Halbuki o nur, doğu güneşinin nurunu bile aştı...
-
ور همیبینند این حیرت چراست ** تا که وحی آمد که آن رو در خفاست
- Yok, görüp duruyorlarsa bu şaşırma nedir? diyordu. Nihayet o yüz, gizlilikler âlemindedir diye vahiy geldi.
-
سوی تو ماهست و سوی خلق ابر ** تا نبیند رایگان روی تو گبر
- Yüzünü kâfirler görmesin diye sence ay ama halka göre bulut.