-
او مکرر کرد بر زن آن سخن ** گفت زن این هست از امرودبن 3555
- Adam, bu sözü birkaç kere söylediyse de kadın, "Bu armut ağacından olacak!
-
از سر امرودبن من همچنان ** کژ همی دیدم که تو ای قلتبان
- Ben de armut ağacının üstündeyken öyle şeyler gördüm be hey kaltaban!
-
هین فرود آ تا ببینی هیچ نیست ** این همه تخییل از امروبنیست
- Aşağıya inde bak... benden başka kimse yok, bütün bu hayaller armut ağacından!
-
هزل تعلیمست آن را جد شنو ** تو مشو بر ظاهر هزلش گرو
- Şaka ve lâtife bir şey belletmeye yarar... onu ciddi gibi dinle; görünüşte lâtife oluşuna kapılma!
-
هر جدی هزلست پیش هازلان ** هزلها جدست پیش عاقلان
- Her ciddi şey, maskaralara göre maskaralık, şakadır... fakat akıllara göre de lâtifeler, ciddidir.
-
کاهلان امرودبن جویند لیک ** تا بدان امرودبن راهیست نیک 3560
- Aklı kıt olanlar armut ağacı ararlar... fakat bu armut ağacından o armut ağacına uzun bir yol var!
-
نقل کن ز امرودبن که اکنون برو ** گشتهای تو خیرهچشم و خیرهرو
- Armut ağacından inde yürümeye koyul... senin gözün de kamaşmış yüzün de!
-
این منی و هستی اول بود ** که برو دیده کژ و احول بود
- Bu ağaç, benliktir... evvelki varlıktır. İnsan, bu varlıkla kaldıkça gözü şaşı olur, olmayacak şeyler görür.
-
چون فرود آیی ازین امرودبن ** کژ نماند فکرت و چشم و سخن
- Fakat armut ağacından indin mi düşüncede de bir eğrilik, sapıklık kalmaz, gözde de sözde de!
-
یک درخت بخت بینی گشته این ** شاخ او بر آسمان هفتمین
- O vakit bu ağacı,dalları yedinci kat göğe kadar yücelmiş büyük bir devlet ağacı olmuş görürsün.