تا رهد زین عقل پر حرص و طلب ** صد هزاران عقل بیند بوالعجب
گر چو خفته گشت و شد ناسی ز پیش ** کی گذارندش در آن نسیان خویش3650
Vakıa, uyumuş, yani bu dünyaya gelmiş evvelki hallerini unutmuştur. Fakat onu, o unutma halinde bırakmazlar. (T.M.)
باز از آن خوابش به بیداری کشند ** که کند بر حالت خود ریشخند
Tekrar o uykudan, onu uyandırırlar. Uyanınca, kendi haline gülmeye başlayıp… (T.M.)
که چه غم بود آنک میخوردم به خواب ** چون فراموشم شد احوال صواب
Rüyada gördüğüm o gam ve keder, neydi? Nasıl oldu da, doğru düzen halleri unuttum?(T.M.)
چون ندانستم که آن غم و اعتلال ** فعل خوابست و فریبست و خیال
“O gamların ve illetlerin uyku hali, aldanma ve hayal bulunduğunu nasıl fark edemedim” der. (T.M.)
همچنان دنیا که حلم نایمست ** خفته پندارد که این خود دایمست
Dünya da böyledir; uyuyanın gördüğü rüya gibidir. Rüya görenin, gördüğü şeyleri devam edip gidecek sandığı gibi, gaflet uykusunda bulunanlar da, dünyayı sürüp gidecek sanırlar. (T.M.)
تا بر آید ناگهان صبح اجل ** وا رهد از ظلمت ظن و دغل3655
Ama ansızın ecel sabahı zuhur edince, zan ve hile karanlığından kurtulur. (T.M.)
خندهاش گیرد از آن غمهای خویش ** چون ببیند مستقر و جای خویش
هر چه تو در خواب بینی نیک و بد ** روز محشر یک به یک پیدا شود
Bu dünya uykusunda gördüğün düşlerin hepsi, mahşer gününde, birer birer peyda olacaktır. (T.M.)
آنچ کردی اندرین خواب جهان ** گرددت هنگام بیداری عیان
Dünya uykusunda ne yapmış isen, o uyanıklık âleminde sana aşikâr olacaktır. (T.M.)