-
چون سلیمان کرد آغاز بنا ** پاک چون کعبه همایون چون منی
- Süleyman, Kâbe gibi temiz, Mina gibi yüce olan o yapıya başladı.
-
در بنااش دیده میشد کر و فر ** نی فسرده چون بناهای دگر
- Yapısında tekellüflerde bulundu... Öbür yapılar gibi rasgele ve değersiz bir yapı değildi o!
-
در بنا هر سنگ کز که میسکست ** فاش سیروا بیهمی گفت از نخست
- Yapı için dağdan kesilen her taş, apaçık “Önce beni götürün” derdi.
-
همچو از آب و گل آدمکده ** نور ز آهک پارهها تابان شده 470
- 470.Âdem’in yoğrulduğu su ve toprak gibi o yapının her kerpicinden nur parladı.
-
سنگ بیحمال آینده شده ** وان در و دیوارها زنده شده
- Taş, hammalsız geliyordu... o kapı, o duvarlar, âdeta canlıydı.
-
حق همیگوید که دیوار بهشت ** نیست چون دیوارها بیجان و زشت
- Allah daima der ki: Cennetin duvarları, bu duvarlar gibi cansız ve çirkin değildir.
-
چون در و دیوار تن با آگهیست ** زنده باشد خانه چون شاهنشهیست
- Ten kapısı, ten duvarı gibi uyanıktır... Cennet evi de diridir; çünkü padişahlar padişahına mensuptur orası!
-
هم درخت و میوه هم آب زلال ** با بهشتی در حدیث و در مقال
- Ağaç da cennet ehliyle konuşur, söz söyler, meyve de, akan duru sular da!
-
زانک جنت را نه ز آلت بستهاند ** بلک از اعمال و نیت بستهاند 475
- Çünkü cenneti aletle yapmamışlardır ki... Orası amellerden, niyetlerden yapılmadır.
-
این بنا ز آب و گل مرده بدست ** وان بنا از طاعت زنده شدست
- Bu yapı ölü sudan, ölü topraktan yapılmıştır; o yapı diri ibadetlerle kurulmuştur.