کز زنای چشم حظی میبری ** نه کباب از پهلوی خود میخوری645
Göz zinasından hoşlanırsın ama nihayet kendi yanından kopardığın eti kebap edip yemiyor musun ki?
این نظر از دور چون تیرست و سم ** عشقت افزون میشود صبر تو کم
Bu uzaktan bakış ok ve zehir gibidir... Gittikçe sevgin artar, sabrın eksilir!
مال دنیا دام مرغان ضعیف ** ملک عقبی دام مرغان شریف
Dünya malı zayıf kuşların tuzağıdır... ahiret mülkü, yüce kuşların tuzağı!
تا بدین ملکی که او دامست ژرف ** در شکار آرند مرغان شگرف
Hatta bu ahiret mülkü, öyle bir derin tuzaktır ki ulu ulu kuşları avlar!
من سلیمان مینخواهم ملکتان ** بلک من برهانم از هر هلکتان
Ben Süleyman’ım, sizin mülkünüzü istemem... Mülk istemek şöyle dursun, ben sizi, helâk edecek şeylerden kurtarırım!
کین زمان هستید خود مملوک ملک ** مالک ملک آنک بجهید او ز هلک650
Şimdi siz, malın, mülkün esirisiniz... Mala mülke sahip olan kişi, helâk olmaktan kurtulan, mala, mülke esir olmayan kişidir.
بازگونه ای اسیر این جهان ** نام خود کردی امیر این جهان
Hâlbuki ey âleme esir olan, aksine adını bu cihanın emiri taktın!
ای تو بندهی این جهان محبوس جان ** چند گویی خویش را خواجهی جهان
Hakikatte sen, bu âlemin esirisin, canın, bu cihan hapsine düşmüştür... Öyle olduğu halde niceye, bir kendine cihan sahibi deyip duracaksın?
دلداری کردن و نواختن سلیمان علیهالسلام مر آن رسولان را و دفع وحشت و آزار از دل ایشان و عذر قبول ناکردن هدیه شرح کردن با ایشان
Süleyman aleyhisselâm’ın elçilerin gönlünü alması, onlara iltifatta bulunması, gönüllerindeki ürkekliği gidermesi ve hediyeleri kabul etmediğinden özür dileyip, kabul etmemesinin sebeplerini anlatması
ای رسولان میفرستمتان رسول ** رد من بهتر شما را از قبول
Ey, elçiler, tez sizi elçi olarak gönderiyorum... bu hediyeleri reddetmem, sizin için kabul etmemden yeğdir.
پیش بلقیس آنچ دیدیت از عجب ** باز گویید از بیابان ذهب
Belkıs’ın yanına gidince gördüğünüz şaşılacak şeyleri, altın ovasını hep söyleyin.